Kurumlardaki icraat ve diyalog noksanlığı...

Yayın Tarihi: 06/07/20 07:00
okuma süresi: 6 dak.

Küresel salgından dolayı yaklaşık dört aydır olağanüstü şartlarda yaşıyoruz...  Özellikle ilk iki ay tam anlamıyla eve kapandık...

Üretim ve servis sektörleri sınırlı bir biçimde çalıştı...

Üretim ve tüketim düştü...

Kapanmanın amacı salgını durdurmak ve bu süreç içerisinde salgına karşı önlemler almaktı...

Peki hükümet bunları gerçekleştirdi mi?

Sağlık Bakanı pandemi hastanesinin 45 günde inşa edileceğini söylemişti!

Bugünlerde İlgili hastaneye dair proje aşamasında olunduğu söyleniyor...

Hükümet yetkilileri hala daha ‘’yapacağız’’ diyorlar!

Kamu hizmeti ve yararı bağlamında  kamu yönetiminin sınıfta kaldığını söyleyebiliriz...

Yıllardır oluşturulamayan denk bütçe ve hazinenin tam takır olması neticesinde de devletin vatandaşının ekonomik sorunlarına el atamaması söz konusu  olmuştur...

Sürecin yönetilmesi organizasyon yönünden aksarken, kamu vicdanı adına şeffaflık ve bilgi paylaşımı da istenilen düzeyde gerçekleşmemiştir...

Kıbrıs Türk toplumu olarak yıllardır izolasyonlardan şikayet ediyoruz...  Şikayet etme noktasında haklı yanımız çok! Ancak gelin görün ki salgın süresince dünyayla en çok ihtiyaç duyduğumuz diplomasiyi-diyaloğu da rafa kaldıran bir hükümet politikası söz konusu oldu...

Geçiş kapılarından diplomatların dahi geçişi yasaklandı! Halbuki belli koşullar-şartlar altında sağlığı riske etmeyecek şekilde diplomatik geçişlere izin verilebilirdi...

Başka bir deyişle, hükümet daha aktif bir şekilde uluslararası toplumla ilişki kurulmasının şartlarını oluşturabilirdi...

Diplomasi ve Diyalog noksanlığı son dönemde hem iç siyasette hem de dış siyasette göze çarpıyor...

Hükümet ve Cumhurbaşkanı arasında son dört aydır sağlıklı-uyumlu bir diyalog yok...

İç ve dış siyasette yaşanan diplomasi ve diyalog noksanlığı geçen hafta da belirttiğim üzere Pile konusuna da yeteri kadar önem verilmemesine yol açmıştır!

Cumhurbaşkanlığı makamı uluslararası toplum nezdinde Kıbrıs Türk Toplumunu temsil edebilecek  bir makam niteliğinde.....

Peki bu temsiliyet ne kadar yapılabildi?

Crans Montana’daki zirveden bu yana  üç yıl geçti...

Görev süresi uzatılan Mustafa Akıncı’nın son  üç yıl içerisindeki dış temaslarının minimum düzeyde kaldığı aşikar...

New York’taki BM zirvesine katılım dışında, bir de sembolik Berlin görüşmesi var...

Avrupa Birliği’nin Başkenti Brüksel ile doğrudan bir diyaloğun kurulduğunu ve Brüksel’e mütemadiyen ziyaretler yapıldığını söylemek mümkün değil!

Mustafa Akıncı’nın Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle de diyaloğu minimum düzeyde!

Akıncı pandeminin ilk günlerinde uluslararası topluma ve Türkiye’ye mektup yazmakla yetindi...

En kritik dönemde bir video konferansı dahi organize edemedi...

Utangaç Taksimci Anastasiadis’in geçiş noktaları konusundaki tavrı ortada, bu konuda da Mustafa Akıncı’nın uluslararası toplum nezdinde bir insiyatif almadığını-alamadığını gözlemliyoruz...

Ara bölgede iki toplumlu bir pandemi hastanesinin önerisini uluslararası toplumla da istişare ederek masaya koymak mümkündü ama yapılamadı!

İki toplumlu sağlık komitesi de minimum düzeyde çalışma yaptı diyebiliriz...

Kısacası bütünlüklü, ortak bir çalışma yapılamadı!

Kıbrıslı Türkler uluslararası arenada özne olma özelliğini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya!

Eleştiriye ve diyaloğa kapalı bir Cumhurbaşkanlığı ekibi var, en küçük eleştiride sosyal medyada ağza alınmayacak kelimeleri sarf eden bir kısım taraftar kitlesi de mevcut...

Toplumumuz gerilimden, kutuplaşmadan ve kavgadan bugüne kadar çok zarar gördü... Artık siyaseten diyaloğun ve özgürleşmenin önünü açacak yeni bir sayfayı açma zamanı...

Bizim coğrafyamızda liderlik toplum huzuru ve refahı için önemli bir unsur, lider birleştirici ve toplumsal diyaloğu sağlayan kişi olmalı. Bu safhada diyalogdan yana, toplumu germeyen ve bütünleştiren bir toplum liderine ve ekibine ihtiyacımız var!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.