1990'lı yıllara dönüş

Zaman makinesi var mı?

Yaşadıklarımıza bakılırsa var diyebiliriz...

Birileri bizi zaman makinesine koyarak 1990’lı yıllara götürüyor!

Türkiye ve KKTC arasındaki ilişkiler hem ekonomik hem de siyasi bağlamda 1990’lı yılları anımsatıyor...

Mali disiplin rafa kaldırılmış gibi gözüküyor...

Türkiye’nin gündemini birileri adaya taşımaya çalışıyor...

Bu yaklaşım her iki ülke arasındaki ilişkilere zarar verici nitelikte...

Çatışmacı dille konumlananlar var...

Gerilim yükseliyor, halbuki yapay bir gündemden öte bir şey değil...

Mevzulara net yaklaşmakta yarar var.

Vakti zamanında söylendiği gibi! Herkes kendi yaşadığı coğrafyada siyaset yapmalı !

***

iki devletlilik söylemini ön plana çıkaranlar revaçta...

Dışışleri Bakanını dinlediğiniz zaman geçmişi anımsıyorsunuz...

1990’lı yılların sonlarında ve 2000’li yılların başındaki  televizyon kayıtlarını yayına koysalar bir farkı olmayacak...

Tek farkı "Hanedan" söylemini terk etmesi...

Hamaset zirve yapıyor...

İki devletliliğin altını dolduran yok!

BM Güvenlik Konseyi kararları ne olacak?

Mülkiyet konusunu nasıl çözeceksiniz?

Taşınmaz Mal Komisyonuna niye yeterli bir bütçe ayrılmıyor?

Toprak düzenlemesi öngörüyor musunuz?

Varsa, öngördüğünüz toprak düzenlemesi nedir?

Avrupa Birliği’nin (AB) içerisinde bulunan ayrılıkçı hareketlere son dönemde  sıcak bakılmadığını niye gizliyorsunuz?

Katalunya’ya ilişkin AB’nin tavrı ortada...

 

Bu arada başka sorularım da var...

İki devletliliği savunanlar Kıbrıs Cumhuriyeti (AB) pasaportlarını niye bırakmıyorlar?

Belki de bıraktılar da bizim haberimiz yok!

***

Siyasette büyük bir seviye kaybı yaşanıyor...

Liyakat, nitelik gibi kelimeler unutulmuş durumda...

‘’ne istersem yaparım’’ felsefesi siyasete hakim oluyor...

Bu bakış açısının sonucu ağır oluyor...

İrtifa kaybımız devam ediyor...

Uçak yere çakılmak üzere...

Siyasal  bir dönüşüme ihtiyaç var.....

Toplumun ezilenleri geniş bir kitleyi temsil ediyor...

Bir dostumun dediği gibi, toplumun derdi ‘’Aş’’ ve ‘’Aşı’’...

Yani ekonomik sorunlar ve Covid-19 salgını!

İktidar ise sabahtan akşama hamaset söylemini ‘’ötekiler’’ üzerinden yürütüyor...

Nikos’un iktidarı paylaşmak istemediğini bizler de biliyoruz...

Peki sizler ne yapıyorsunuz?

Sadece var olan sorunları unutturmak uğruna sabahtan akşama ‘’öteki’’ üzerinden hamaset söylemi yapıyorsunuz...

Ötesi yok...

Dedim ya uçak irtifa kaybediyor...

Statüko sürdürülemez bir yapı...

Toplum da artık karar vermeli...

Silkinip kendine gelmeli!

Seçim ve liyakat vakti geldi de geçiyor....

Ne gerilime ne de liyakat yoksunu bir yapıya ihtiyacımız var!

Söz ve karar bizde olmalı!

Aksi bir durumda 1990’lı yılların sonunu dahi arar hale geliriz...