Brüksel’de zor viraj: NATO Zirvesi...

Dünyaya eski Luzinyan sarayının bulunduğu noktadan bakıp, dikilitaş etrafında neler oluyor diye sormaya devam ettiğimiz müddetçe, önümüzdeki günlerde olacakları öngörmek  pek de mümkün değildir...

14 Haziran’da Brüksel NATO zirvesine ev sahipliği yapıyor...

Soğuk Savaş döneminde ideolojik savaşın askeri kanatı ve savunma orgütü niteliğindeki NATO artık kendi alanı dışına taşan bir örgüt niteliğnde; Daha küresel, kapitalizmin bekası ve çatışma bölgelerine müdahale eden bir örgüt niteliğinde...

Diğer bir deyişle küresel kapitalizmin jandarması!

NATO son yıllardaki en zorlu virajda...

Biden’ın ABD Başkanlığına seçilmesi bu yüksek beklentili, gergin ve zorlu virajın habercisiydi, buna ek olarak son günlerde, Avrupa ve Ortadoğu’da artan gerilim zirvenin daha da gergin ve zorlu geçmesine neden oluyor...

NATO Genel Sekreteri,   Jens Stoltenberg’in sosyal medya hesabındaki paylaşımı zirvenin çerçevesinin ne olduğunu gösterir nitelikte...

Stoltenburg zirvede Kuzey Amerika (ABD, Kanada) ve Avrupa araındaki bağın güçlendirilmesine yönelik mesaj verirken, (ki Trump döneminde bu zayıflamıştı)NATO’nun 2030 kosneptine ilişkin kararlar alınacağını vurguladı. Bununla birlikte  Stoltenburg Rusya’yı saldırgan olarak tanımlarken, zirvede Çin’in yükselişinin de ele alınacağını belirtmiştir... 

Stoltenburg’un Rusya ve Beyaz Rusya arasındaki yakın ilişkilerden de endişe duyulması gerektiğini belirtmesine Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zakharova tarafından hemen yanıt verildi...

Zakharova, Rusya-Beyaz Rusya arasındaki yakın işbirliğinin  NATO’nun alanına girmediğini belirtirken,  NATO’nun ve Genel Sekrterinin eski fobilerinden arınması gerektiğinin altını çizdi...

Zakharova ayrıca, NATO’nun öncelikle ABD’nin kendi iç bünyesindeki terörizimle ilginlenmesi gerektiğini ve hayali tehditler yaratmaktan vazgeçmesini tavsiye etti...

NATO zirvesinde, NATO 2030 konsepti belirlenecek, buna ek olarak, Rusya, Beyaz Rusya, Afganistan ve yakın çevredeki çatışma-uzlaşmazlık sorunları gündeme taşınacak...

Bu konuların yanı sıra, Türkiye konusu özel bir konu olarak zirveye damga vuracağa benziyor!

Biden yönetimi Türkiye’nin S-400 ve Akkuyu Nükleer Santralı üzerinden gelişen Rusya-Türkiye ilişkilerinden rahatsız... Bunlara ek olarak Rusya ve Türkiye arasındaki ortak enerji projelerin mevcudiyeti de ABD ve bir çok Avrupalı NATO üyesini rahatsız ediyor...

ABD Başkanı Biden ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan arasındaki ikili görüşmede yukarıdaki konuların masaya getirileceği aşikar...

Erdoğan’ın bu talepler karşısındaki tavrı merak konusu !

Geçtiğimiz hafta AK Parti kurmaylarının Türkiye’nin  Rusya ve ABD ile ilişkilerinin birbirine karışıtırlmamasını belirtmeleri  ve çok taraflı bir dış politikaya gönderme yapmaları Erdoğan’ın pozisyonuna ve pazarlık çitasına ilişkin bir ipucu veriyor...

Türkiye ve ABD arasındaki ilişkiler dosttan çok artık stratejik değerlendirmeler üzerinden yürüyeceğe benziyor... Daha fazla pragmatizmin egemen olabileceği bir süreç...

Türkiye ve Rusya arasındaki coğrafi yakınlık ve artan ekonomik ilişkiler kamu diplomasisinin ilişkilerde önemli rol oynamasına sebep oluyor...

14 Haziran sadece dış politika bağlamında değil, ülkelerin iç politikasında da yeni gelişmelerin ortaya çıkmasına neden olabilecek bir zirve niteliği taşıyor...

Dünya siyasetindeki hareketliliğin ve dönüşümlerin bizlerin günlük yaşamını da etkileyeceğini unutmuyoruz ve bu bağlamda 14 Haziran’daki NATO zirvesinin öncesini ve sonrasını yakından takip etmeye devam ediyoruz...