Yerel Yönetimler Reformu ve Kentleşme!

Yayın Tarihi: 28/03/22 11:30
okuma süresi: 5 dak.

Yerel Yönetimler Reformu ve Kentleşme!

               Uluslararası ilişkilerle ilgili yazılara en azından bugünlük ara vereyim dedim, çünkü yerel ve ulusal anlamda gündemimizde alım gücümüzün düşmesi dışında bir de yerel yönetimler reformu ve belediyeler yasası var...

               Yerel yönetimler reformu ve belediyler yasası yeniden gündeme geldi... Muhtevası oldukça noksan olan bir ‘’reform’’ söz konusu...

               Mali disiplini sağlayacak ve hizmet alan sakinlerin ne tür avantajları olacağına ilişkin bir vizyon geliştirilememiş sadece sözde kalan bir ‘’reform’’ gündemde... Sadece belediyelerin birleştirilmesi ne belediyelerin kurtulmasına ne de hizmet alan ilgili sakinlerin daha iyi hizmet alması anlamına gelmektedir.... Kentleşme ve kent kültürüne dair bir vizyonun bu ‘’reform’’ paketinde olduğunu da söylemek çok zor. Burada amaç sadece 3-4 belediyenin birleştirilmek üzere yönetimlerinin merkezileştirilmesi söz konusu... Oysa ki, kapsamlı bir reform ihtiyacı ortada duruyor... (İmar planıyla birleştirilmesi gereken bir reform paketine ihtiyaç var...)

Öncelikle belediyelerin yetki alanlarının artırılması ve mali gelirlerinin yeniden düzenlenmesi gerekiyor... Örneğin belediyelerin, yapılaşma üzerinde yeterli yetkiye sahip olmamaları söz konusu, bununla birlikte belediyelerin teşvik kapsamındaki otel ve yurt işletmelerinden aldıkları vergiler komik denebilecek düzeyde (çöp ve temizlik buna dahil). Hem belediyeler yasası hem de teşvik mevzuatı belediyelerin otel ve yurt gibi işletmelerinin gelirlerini ve işletme hacimlerini gözeterek vergi toplamasına engel !

               Gelelim konunun başka bir boyutuna, merkezileştirmenin amacına, amaç elbette mali açıdan  belediyelerin sürdürülebilir bir mali yapıya sahip olmalarını sağlamak ve aynı zamanda kentleşme sürecini hızlandırmaktır. Ancak kentleşme bağlamında bir çalışmayı  bırakın kırsal belediyleri, Lefkoşa, Girne ve Mağusa üzerinden dahi bugüne  kadar yapabilmiş değiliz...

               Kent ve kentleşme üzerine tartışmaların da yoğunlukla emirname ve imar planları döneminde aklımıza geldiği bir gerçektir...

               Kentleşme ve modernite tartışmasını başka bir yazıya saklayabiliriz!

Ancak kentleşme ve kent nedir ? sorusuna yanıt vermek gerek diye düşünüyorum... Kentleşme nüfusun belirli ve kırsala göre daha dar bir alanda yoğunlaşması ve bir çok alanda üretim mekanizmasının oluşması sürecidir. Ülkemizde maalesef kentleşme sadece fiziksel bir değişim olarak algılanıyor! Yani sadece merkezileştirme, yeni binaların yapılması, nüfus yoğunluğunun artması v.s.

 Oysa ki, kentleşme fiziksel niteliğinin yanı sıra işlevesel bir niteliğe sahip olan süreci de ifade eder.

Kentleşme bir yaşam biçiminin diğer adıdır...

Kentleşme deyince bakın ben ne anlarım...

Toplu taşıma imkanlarının yaratılması...

Eğitim olanaklarının artırılması...

Kent Meydanları...

Kent Parkları...

Meskun Mahal, Eğlence ve Sanayi Bölgelerinin ayrımı...

Kültür Merkezleri: Sergi Salonu, Tiyatro, Sinema, Kent Kütüphanesi v.s.

Yürüyüş ve gezi yolları...

Kentleşme işlevsel olarak insanların bir yaşam kültürünü benimsemesi anlamına gelir...

Kent kültürünün benismenmesidir bu...

Kentin bir ruhu olur kendine has özelliği yani, bunu sağlamaktır kentleşme...

Kentleşme , insanı tarihe, coğrafyaya yani kendisine yabacılaştırmadan gerçekleşmelidir...

Bir sahil kentiyseniz denizle bütünleşmelidir kentiniz, çocuklar balık avlayabilmelidir sahilinde veya yüzebilmelidir...

Tarihten kopmadan bir deniz kalesinin dibinde denize bakarak kahvenizi yudumlayabilmektir kentleşme...

Eğer bir sahil kenti değilseniz de, ilk yerleşim yerinden kopmadan yani eski kent merkezinde tarihle yüz yüze gelerek yaşamaktır kentleşme ve kent kültürü...

Eski mekanların arasında sohbet etmek ve eşrafın (ileri gelen mealinden) belirlenme sürecidir kentleşme...

Bizde ne oluyor? Bizde plansız ve programsız bir halde gidiş var, köylerden kentlere göç artmakla birlikte kent kültürünün yaratılmasına dair bir yaklaşım yok...

Köylerimiz ise bir yabancılaşma sürecinde, üretimden koparak patronaj sistemine adapte ediliyorlar...

Biraz düşünelim diyorum, kentleşmeye, üretmeye, köylerde kent imkanlarını yaratmaya ama yabancılaşmadan...

Naçizane düşüncelerimi bir vatandaş olarak paylaştım ! Mimar, çevre mühendisi veya kamu yönetimi bağlamında kentleşme üzerine çalışan arkadaşların bu konuda bilimsel verilerle konuya ilişkin benden daha iyi yorum yapabileceklerine eminim...

Herkese iyi bir hafta diliyorum...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.