Garip haller ve Nottingham Forest'in dönüşü

Garip kelimesinin çok farklı mealleri var, buradaki meali ‘’acayip’’.  Garip kelimesini kullanırken bir yandan da ‘’Garipçileri’’ anımsayalım : Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday... Garipçiler kalıpların dışına çıkarak yeni bir akımın öncüsü oldular...  Garipçilerin şiire dair olan katkılarını edebiyatçılar değerlendirsin bana düşmez ! Ben sadece onların iyi bir okuyucusu olduğumu söyleyebilirim...

Gelelim günümüzdeki şaşılacak derecede olan  ‘’Garip Hallere’’...

Dünyada ve ülkemizde garip bir süreç yaşanıyor...

Adı konulmamış 3.Dünya Savaşı’nın yaşanması söz konusu...  Şimdilik savaş belli bölgelerle sınırlı, ileride ne olur bilinmez... Bir tarafta Rusya diğer tarafta ABD ve onun hegemonyasındaki  NATO... Diğer yanda ise ABD ve Çin arasındaki rekabet, bazı Latin Amerika ülkelerini ve Hindistan’ı de bu sürece dahil edebiliriz...

Dünya genelinde enflasyonun yükselmesi söz konusu, alım gücü düşüyor ve fakirleşme hızla yayılıyor...

Dijital yaşam da hız kesmiyor... Bir çok meslek  grubuna veda hazırlığındayız. Robotlarla birlikte alt meslek gruplarıyla tanışmaya hazırlanıyoruz insanlık olarak ! Ancak Somali ve Etiyopya’da açlıkla ilgili gerçeklik de önümüzde duruyor!

Küresel düzeyde eşitsizlik derinleşirken,  bilinç yoksunluğu da zirve yapıyor...

Derinleşen bir algı noksanlığı var veya  yanlış algılama diyelim...

Liberal düşünceyi savunanlar veya yerelci kimlik politikalarına yenik düşenler solculuk yaptıklarını sanıyorlar... NATO’nun genişlemesine de ve şimdiki misyonuna da olumluluk katıyorlar, veya  görmezden geliyorlar !

Tarih konusunda bilgi noksanlığına bir de felsefi düşünememe eklenince ortaya alt üst olan bir siyasi ve toplumsal karakter çıkıyor...

Tam yazıyı yazarken çok uluslu bir petrol şirketi reklamda kendisini Türkiye Cumhuriyeti’nin ve  halkının yanında bir kuruluş olarak tanıtıyor...  Ne desem bilemiyorum !

Taraftar kitlesi liman işçilerine dayanan Liverpool bizler için bir efsane takım, 1980’li yıllardaki başarıları ve Kenny Dalglish, Ian Rush, David Grobbelar gibi yıldızlarla hala daha hafızalarımızda yerini koruyor... Robbie Fowler’in liman işçileriyle dayanışma amaçlı tişörtü ve haksız kazanılan penaltıyı bilerek gole çevirmeyişi de unutulmaz tarihsel anlar Liverpool’a dair...

Başka bir dünya Liverpool şehriyle, Beatles grubuyla, gelin görün ki bir şirketin uhtesinde artık bu takım da, ancak taraftar kitlesi ruhunu koruyor en azından !

Hafta sonu Şampiyonlar Ligi finalini kaybettik, kaybettik diyorum çünkü 1980’li yıllardan beri tuttuğum bir takım Liverpool, Perşembe geceleri izlediğimiz spor programındaki özetler sayesinde !

Kimi dostlarımız Real Madrid takımını destekledi geçtiğimiz Cumartesi akşamı, İspanyol diktatör Franco’nun takımını yani, bu da garip bir hal aslında... Kıbrsılı bir Türk’ün, bir yabancının veya solcu bir Kıbrıslı Rum’un bile bile APOEL veya Apollon Limasol takımını desteklmesi gibi bir şey bana göre... Yada bir bilinç kayıbı ! Çünkü enternasyonal bir ruhu olmayan İspanyol aşırı milliyetçiliğinin bir simgesi Real Madrid... Oynayan yabancı oyuncular sadece enstrümental bir gerçeklik burada ! Karıştırmayalım derim...

Yazımı Nottingham Forest ile sonlandırıyorum, yıllar sonra Premier Lig’e geri döndüler... Avrupa kupalarında ve İngiltere’de şampiyonluklar yaşamış bir takım Forest... 

1970’li yılların sonunda ve 1980’li yılların başında Forest hem İngltere’de hem de Avrupa’da Brian Clough’un teknik direktörlüğünde efsane takım oldu... O kadar efsane oldular ki, ülkemizde de K.Kaymaklı şampiyonlukları kazanmaya başlayınca Forest Kaymaklı  sesleri duyulur oldu tribünlerde... Bakalım Nottingham Forest Premier Lig’de nasıl bir pozisyon alacak hep birlikte izleyip göreceğiz...

Not : Dean Saunders transferi, daha sonra ise   Pierre Van Hooijdonk ve Kevin Campbell'in grevleri ve takımdaki düşüş de yakın tarihe ilişkin altı çizilesi olaylar Forest'e dair... Campbell aynı zamanda Trabzon'da oynarken Mehmet Ali Yılmaz'ın sözlerine de maruz kalmış bir futbolcu olarak da anımsanıyor...

İçimden geçenleri yazıya dökmeye çalıştım, öylesine bir deneme ya da paylaşım niteliğinde diyelim...

Herkese iyi bir hafta dilerim...