Güney'deki patlama...
Dün Güney Kıbrıs'taki Florakis Deniz Üssü'nde meydana gelen patlama, hayal sınırlarımız aşan bir tahribata neden oldu.
Haberi takiben, bir Haberdar ekibi olarak, bölgeyi ziyaret ettik.
Diğer arkadaşların yazılarını da okuyacaksınız.
Rum polisi, üsse giden bütün yolları kapattığı gibi, üssün görülebileceği bütün noktalara ulaşımı da engellemiş.
Bu bakımdan, üsteki tahribatı görmek mümkün değil ama Lârnaka Elektrik Santrali'nde kömüre dönmüş iki bina ile onların yanıbaşında, sanki de presa ile sıkıştırılmış bir başka binayı, bir birinden millerce uzaklıkta ha bire fışkıran alevleri görünce, felâketin boyutu anlaşılıyor.
1969'dan beri ilk kez uğradığım Tatlısu köyünde, evlerde cam kalmamış!
Tatlısu'nun berisinde bulunan çimento fabrikasının, yalnız camları değil, çatısının parçaları da uçmuş ki nerden baksanız, patlama yerine en az 5 mil
Bölge Rum halkının yüzlerinde, korku ve endişe okunuyor.
Bir kahve için durduğumuz Ziyi köyünde, insanlar, "sallanarak uyandık" diyorlardı
Rum polisinin, Türk basın mensupları olarak bize muamelesi son derecede nazikti ama bölge, tam bir savaş alanı
Ben 74'ün hemen sonrasında, ağır bir biçimde bombalanmış Atalasa'yı da görmüş biri olarak, böyle bir tahribatı, savaşın bile yapamayacağını düşündüm
Tanrı, kendine ister Allah, isterse Teos diye yalvarsın, bütün insanları; kendilerinden korusun
Yolda dönerken, foto muhabirimiz İbrahim abi; "İşte" dedi, "insanın insana düşmanlığının sonu "
Ve işin doğrusu, resmi açıklama da beni kesmedi
Gördükten sonra
Kimin için silahlanılıyor, kimin kısmetine düşüyor?
Doksan konteyner barut mu olur allah aşkınıza?
Birileri dünyanın yörüngesini mi değiştirmek niyetindeydi?
Hadi öyleydi de bu barutla mı olur?
O felâketi görünce, zayiata da inanmadım ne yalan söyleyeyim?
İnşallah doğru söylüyorlardır
Hiç alâkası yok ve benzetmek gibi olmasın ama bu boyutu görünce aklıma geldi:
Sanırım böyle bir felâketi 1559 ylının son baharında, bir de Venedik yaşamıştır.
13 -14 Eylül 1569 gecesi, limanda demirli olarak duran Venedik donanması ile birlikte, baruthane, tersane ve cephanelik, havaya uçuverir.
Söylentiler bu sabotajın Joseph Nassi ile bir olan Lala Mustafa Paşa'nın marifeti olduğu doğrultusundadır.
Elbette iki durum arasında hiçbir benzerlik yok!
Benzetmeye yönelmemin nedeni:
Tahribatın boyutları!
Başbakan Küçük ile Ekonomi Bakanı, eğer isterlerse, elektrik enerjisi verebileceğimizi söylemiş.
İyi etmişler
Düşene bir de üstünden vurmak, bize yakışmazdı!
Hasılı kelâm, ölenlerin toprağının bol olması, yaralıların erken şifaya kavuşması, yaraların erken sarılmasını dilemekten başka elden ne gelir ki?
Görülüyor ki silah ve mühimmat depolamak, bazan böyle işlere de yol açar!
Bir an evvel bir barışa ulaşmamak, sadece bize zarar vermez

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.