Laf bize değil kardeşim!

Yayın Tarihi: 30/04/15 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Tarih 30 Eylül 2012. Günlerden Pazar. Yer Ankara Arena. Adalet Ve Kalkınma Partisi 4'ncü olağan Büyük Kongresi.

Türkiye'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan. KKTC'nin Başbakanı ise İrsen Küçük.

Dönemin Başbakan İrsen Küçük o gün Ak Partilerin ve Erdoğan'ın gözünün içine baka baka bir konuşma yapmış ve konuşmasında şu ifadeler yer vermiştir.

"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak artık yavruluktan, ya da yavruluğa sığınmaktan kurtulmalıyız. Rüştünü ispatlayan bir yetişkinin kendine yeterliliğinin kazanımlarını hak etmeliyiz diye düşünüyorum. Biz bu imkan ve kabiliyete ulaşacak donanımlara, genç beyinlere, büyük yüreklere sahibiz"

Evet bundan üç yıl önce Sayın Küçük, "artık yavruluktan, ya da yavruluğa sığınmaktan kurtulmalıyız." demişti.

Ne oldu o gün? Hiç.

Ankara'da birileri İrsen Küçük'e Ana-Yavru mealinden bir eleştiri getirmiş mi? Hayır?

Aksine AK Partili'ler tarafından alkışlanmış.

Anlatmak istediğim Erdoğan'ın aslında Ana Yavru meselesinden bu çıkışı yapmadığıdır. Aynı şekilde Akıncı'nın "Rumcu" olduğu, "Kıbrıs'ı satacağı" ve Özgürgün'ün Tweeter'de paylaştığı, "Türkiye kökenlileri gemilerle geldikleri yere göndereceği" söylentilerinin yarattığı antipatinin de buna sebep olmadığıdır.

Evet Majorca'daki konferans ile ilgili Akıncı ile sevimsiz bir anekdotu olabilir ama bunun da sebep olduğunu düşünmüyorum.

Konu bana göre tamamen Türkiye'nin 7 Haziran'da seçime gideceği gerçeğinin altında yatmaktadır.

Türkiye'de iktidar olmak isteyen Orta Anadolu'ya hakim olmak durumundadır. Orta Anadolu illeri genellikle sağ partilere oy veren insanlarla doludur. Bu insanların iki büyük hassasiyeti vardır birisi Kürt Sorunu diğeri de Kıbrıs Sorunu'dur.

Sağ oyların büyük bir önem kazandığı Milliyetçi Hareket Partis2nin yükselişte olduğu, HDP'nin Barajı geçmesinin neredeyse kesin olduğu bir ortamda hedefinde 400 Milletvekili yerleştirmiş olan Ak Parti ve 400 vekil kazanılması durumunda Başkanlık sistemine geçmeyi hedefleyen Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerinin Kıbrıs Türk halkına değil, hatta Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'ya bile yöneltilmediğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Sayın Erdoğan'ın sözlerini Kıbrıs Türk Halkı üzerine almamalı. Ele alıp da sosyal medya yollarına düşmemeli.

İddia ile söylüyorum. Hafta sonu ya da önümüzdeki hafta Cumhurbaşkanı Akıncı "geleneği bozmadan" Ankara'yı ziyaret ederek Erdoğan ile görüşecek.

Görüşme sonrasında iki Cumhurbaşkanı, birbirlerine, aynen Ferdi Sabit Soyer – Recep Tayyip Erdoğan ilişkisi gibi birbirlerine "kardeşim" diye hitap etmeye başlayacaklar ve sosyal medya üzerinden kriz yaratıp Türkiye ile KKTC ilişkilerini bozmaya yeltenenler, düşünmek için kullandıkları oturma organları üzerine sert bir şekilde düşecekler.

Siz siz olun, siyasetçilerin birbirlerini iyi anladığını, ayrı birer jargonları olduğunu ve birbirlerinin kendi iç politikalarına yönelik yaptıkları çıkışları mazur gördüklerini unutmayın.

Bu arada Ulusal Birlik Partisi'nin kurtuluşunun Mustafa Akıncı'nın seçiminden geçeceğini ifade eden ve daha önce Ak Parti'nin merkezinde "Yavru olmak istemiyoruz" diyen İrsen Küçük neden devreye girip seçimde desteklediği Akıncı'yı bu sözde krizden kurtarmıyor? Nedenini söyleyeyim? O da siyasetçi o da bunun bir kriz olmadığını iyi biliyor.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları