Pardon ama birkaç sorum vardı

Son günlerin revaçtaki soruları aşağı yukarı herkesin kafasında aynı.

Yanıt var mı? Pek yok.

O yüzden yazılı yapayım da bir kenarda dursun diye böyle bir yazı yazıyorum.

İlk soru Özdil Nami'den boşalan Dışişleri Bakanlığı görevine kim atanacak?

İçişleri Bakanı'nın vekaleti ile yürütülen hariciye işlerimiz bu şekilde devam edemeyeceği net iken Cumhuriyetçi Türk Partisi yönetimi bu konuda ser verip sır vermiyor. Bildikleri ve sır saklamayı becerdikleri için mi bu bilgi bir yerlerden sızmıyor mu yoksa gerçekten kimse, kimi o makama atayacağını henüz bilmiyor mu? Alın size bir soru daha.

Bu soru ile bağlantılı bir soru daha. II Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat Cumhuriyetçi Türk Partisi (bakınız Birleşik Güçler demiyorum çünkü Sayın Talat de demedi. Ondan daha iyi bilecek halim yok) Genel Başkanlığı görevine yaklaşık 40 gün sonra geldiğinde kendisi milletvekili olmadığı için Başbakanlık görevine hangi vekili atayacak? Bu çok önemli bir soru ve de sorun bence. Sayın Talat, kendisi Milletvekili olana kadar koltuğu emaneten tutacak bir Milletvekiline ihtiyacı var. Güvenebileceği birisi. Ya da başka bir ifadeyle sözünden çıkmayacak birisi. Daha da başka bir ifadeyle pasif birisi. Durum öyle olunca da karar veremeyen, pasif, biraz da pısırık bir Başbakanımız olmaz mı? bu da başka sıkıntılar doğurmayacak mı? Alın size bir soru daha. Bu sorular da çıktıkça çıkıyor.

Hazır Sayın Talat'tan bahsetmişken, II Cumhurbaşkanı olarak kendisine tahsis edilen Ofis ve personel kalacak mı? Yoksa aktif siyasete yeniden giriş yapacağı için II Cumhurbaşkanı ayrıcalıklarını iade mi edecek? Ve bu arada Sayın Talat'a CTP Genel Başkanı olarak mı hitap edeceğiz yoksa II Cumhurbaşkanı olarak mı?

Dönelim Sarayönü'ne doğru. Ulusal Birlik Partisi yenilenmekten söz ederken, eski isimlerde ısrar etmeye devam mı edecek? Parti tüzüğünü yenileneceği kurultay öncesinde birçok kişi tarafından elden geçirildiği söylenen yeni tüzük bu yenilenme için bir temel oluşturabilecek mi? Yoksa eskilerin yerlerinde bir santim bile ayrılmaması için biraz makyajlanacak mı?

Seçimden sonra hiçbir yerde görülmeyen, herhangi bir açıklama yapmayan III Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu'nun UBP'nin bundan sonraki geleceğinde söz sahibi olmak isteyecek mi? UBP tabanı üzerindeki gücünü kullanacak mı?

Hazır III Cumhurbaşkanı Eroğlu'ndan bahsetmişken, hükümet ona Eski Cumhurbaşkanlarına yaptığı ofis ve personel uygulamasını yapacak mı? Yapacaksa daha neyi bekliyor?

Ve gelelim 100 puanlık uzman sorusuna: Bu soruyu ben de soruyorum çünkü kimse tatmin edici bir yanıt alamıyor.

Prof. Dr. Kudret Özersay'ın bir siyasi parti kuracak mı kurmayacak mı?

Bu soruya verdiği yanıtlar, sorulara yanıt olmaktan çok kafalarda yeni soru işaretleri doğuruyorlar?

Bir soru daha... Yemin ederim bugünlük bu son.

Yeni Müzakereci Özdil Nami'nin bu göreve atanması CTP ile Cumhurbaşkanı Akıncı arasında bir pazarlığın ürünü mü, yoksa Cumhurbaşkanı Akıncı ile Türkiye arasındaki bir pazarlığın sonucu mu? Yoksa hiçbirisi mi? Nami'nin bu işi kotarabilecek bir isim olup olmadığı ile ilgili bir sorum yok. Ama nasıl atandığı ile ilgili soruların yanıt bulması herkesin yararına.

Oh be. Kafamdaki soruları sormuş ve de kurtulmuş bulunuyorum. Kafamın içinde beni kemireceklerine, bu sorulara yanıt vermek zorunda kalacak olanlar biraz sıkıntı çeksin.