Eide duygularımıza tercüman oldu, lakin yine Rum basınından

Onlarca yıldır Kıbrıs Müzakereleri ile ilgili gelişmeleri Rum basınından bir gün sonra takip etme şansı oldu biz garip Kıbrıslı Türklerin. Bizdeki Cumhurbaşkanlarının gizlilik ilkelerine karşı gösterdikleri centilmence tavra karşı ne yazık ki Rum yetkilileri muadili davranmadıkları için bu hep böyle olmuştur.

Her gelişme Rum basınına sızdırılan unsurlarca takip eder, karşılığında "Rum basını yalan yazıyor. Öyle değil de böyle" diyecek herhangi bir malzeme olmadığı için onların söylediği doğru kabul ediyoruz. Ona göre de değerlendirme yapıp Kıbrıs Türk basını olarak da zaman zaman Kıbrıs Türk halkını istemeden de olsa yanlış yönlendiriyoruz.

Anlayabiliyorum, masada konuşulan her şeyi aynen basınla, dolaysıyla halkla ile paylaşmak kendi içinde sakıncaları olabilir. Cumhurbaşkanını zor duruma sokabilir. Bu yüzdendir Cumhurbaşkanlığımızda "CumhurbaşkanlığıSözcüsü" diye bir makam var.

Eide,Politis Gazetesi'ne verdiği demeçte, liderler tarafından alınan bir gizlilik kararı olduğunu ve kendisinin de buna uyması gerektiğini belirtirken, buna karşın kamuoyunun bilgilendirilmesi bakımından en kısa sürede şeffaflığın gerekli olduğunu vurguladı.

O da biliyor ya, bu anlaşma ne olursa olsun, içinden altınlar dökülecek olsa dahi, ancak iki halkın da kabulü ile yürürlüğe girebileceğini. Eminim araştırmıştır, uzmanlar ona bilgi vermiştir, Anayasa değişikliği referandumunda Kıbrıslı Türker yeterince bilgilendirilmedikleri için, siyasilere de pek güvenmedikleri için içinde önemli maddeler olan Anayasa Değişiklik Paketi'ni reddetmişlerdi.

Eide Kıbrıslı Türkler'in bilmedikleri, anlamadıkları, kavrayamadıkları, hele hele yapana tam olarak güvenmedikleri işlere evet demeyeceklerini kestirmiş olsa gerek ki, şimdi halkın Cumhurbaşkanı Akıncı'nın seçim meydanlarından çok kullandığı "şeffaflık" kelimesine atıfta bulunuyor.

Ben önümüze gelecek plana Evet mührü basma önyargısı ile yaklaşan birisi olmama rağmen, halkın hatırı sayılır bir kısmının sorgulayıcı olacağını olacağından eminim. Cumhurbaşkanı, "Yıllar değil Aylar" diyor madem, yavaş yavaş artık halkı bilgilendirme çalışmalarına başlamalı.

Hiç değilse Rumların, Amerikalıların ya da farklı milletlerin yetkililerinin yaptığı gibi "Offtherecordbackgrounderler" ile en azından Kıbrıs Türk Basını'nı bilgilendirmeli. Bu gibi toplantılarla basın bilgilendirilip spesifik konuların yazılmaması sözü alınarak halkı en azından psikolojik olarak hazırlama işi aradan çıkarılmalı.

Ama ne yazık ki, Cumhurbaşkanı Akıncı çok ender haller dışında basın önüne çıkmıyor. Kendi halkı ile bir iletişim stratejisi oluşturmuyor.

Biz ise mecburen oluşan enformasyon boşluğunu, doğanın boşluk tanımadığı ilkesinden hareketle Rum basınından gelenlerle doldurmak durumunda kalıyoruz.

Hatta ve hatta dünkü örnekte olduğu gibi bizim şikayetimizi Eide duyuyor ve onunla ilgili bir şey söylüyor. Onu bile biz Rum basınından öğreniyoruz.