Bu elektrik bizi bugün yarın teper

Geçtiğimiz günlerde Kıb-Tek'te çalışanların maaş ve ek ödenekleri ile ilgili bir haber yaptık.

Bu haberi çekine çekine yanlış anlaşılma endişesi ile yaptık

El-Sen ve Kıb-Tek çalışanları hemen akabinde gazetelere boy boy ilanlar verip basın açıklamaları ile "Biz özer yönetim konusunda bir adım karşılığında maaşlarımızdan kesintiye varız" mesajı yayınladılar.

Çok sevindik. Demek ki haberimizi bazı şeyleri dürtüklemiş bu Kıb-Tek'teki sakat durum nihayetinde konuşulmaya başlanacak gündem olacak ve hükümet ile Kıb-Tek çalışanları konuşa konuşa, ya da gerekirse kavga gürültü içerisinde insanlara makul fiyatlarda ve kesintisiz enerji vermek üzere kurulan ve çalışması gereken bu kurum, yapısı, personeli ve çalışma prensipleri ile düzelecekti.

Boşuna heyecanlandım sanırım.

Kıb-Tek çalışanlarının ikinci bir maaş tartışmasına kadar kritik 24 saati ustaca hazırlanmış bir halkla ilişkiler akrobasisi ile geçirdiği, siyasilerin ise Kıb-Tek'i "bildikleri" gibi yönetmeye devam ettiklerini görüyorum.

Çalışanları temsil eden sendika, yükse sesle "maaşlarımızdan kesinti yapılmasına hazırız" derken ilanın alt kısmında, "çocuklarımızın rızkı" ifadesini bir duygu sömürüsü aracı olarak yerleştirmelerini samimiyetsiz bulduğumu ifade ederken, bu yükse sesin arkasında ise daha bir kısık sesle, "biz hiç maaş almasak bile birşey değişmez" diyenler olduğunu da duymuyor değilim.

Neyse geçti gitti.

Biz haberi yaptık, halka ilişkiler akrobasisi gerçekleşti. Herkes memnun. Erdoğan'ın dediği gibi "Yola devam"

Geçenlerde bir haber daha yaptık Kıb-Tek ile ilgili. Yönetim Kurulu toplanmıyor diye. Yüzde 50 ağırlık karar mekanizması hükümet protokolünde yazarken, Kıb-Tek yönetim Kurulu Başkanı farklı düşünüyor. UBP'li üyeler ise "Bunu kabul etmezsen katılmayız" diyor. Onlar katılmayınca toplantı nisaba takılıyor ve yapılamıyor.

Toplantı yapılamayınca icraat olamayacağını herkes bilir. Eğer Fasıl 171 dediğimiz şey canınız sıkılınca inebileceğiniz bir minibüs değilse, kararlar toplantıda alınması gerekmez mi?

Tabi ufak tefek kararlara itirazımız yok. Araçlara bezin alınacak, ya da kırtasiye malzemesi eksildi kırtasiyeciden birkaç top A4 alınması gerekiyor . Bunlar için toplantıya gerek yok.

Ancak eğer Kıb-Tek'e %1 Kükürt içeren yakıt alınması için ihale açılacaksa ve söylendiği gibi 40 Milyon civarında bir para harcancaksa, sanırım bunun için bir yönetim Kurulu toplantısı ve orada üretilen bir karar gerekir. Öğrendiğim kadarıyla UBP'li üyelerin bu kararda imzaları yok. Yani sirküler bir karar da alınmış değil.

Evet elektrik üretiminin devamı için yakıt alınmalı ancak bunun da bir usulü yok mu?

Anlayacağınız, Kıb-Tek'de bir değişiklik yok. Aynı haman aynı tas.

Elektriğin toplum olarak hepimizi çarpacağı günü bekler dururuz.

Ya da eski ifadeyle, "bu elektrik bizi bugün yarın teper"

Hamis: ben bu yazıyı tamamladıktan sonra El-Sen'den bir basın açıklaması geldi. "Tüh. Yazıyı tadil etmemiz gerekecek" dedikten sonra açıklamayı okudum. Yukarıdaki yazının tek bir kelimesine dokunma ihtiyacı duymadım. Kıb-Tek yönetiminin sendika ile bu kadar yakın işbirliği ve uyum içinde çalışıyor olması ve Kıb-Tek yönetim kurulu Başkanı'nın ya da Genel Müdürü'nün açıklama yapması gereken yerde Sendikanın açıklama yapıyor olmasının ağzımda bıraktğı kekre tat haricinde ekleyecek bir şeyim yok.