Ertesi gün...

Yayın Tarihi: 12/10/15 07:49
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Ankara'da yaşanan bombalı saldırıyı hepimizi derinden sarstı.

Uyku düzenimiz bozuldu, gülümseme isteğimiz gitti, tedirginliğimiz yüzümden okunmaya başladı. Donup kalmış durumdayız.

Sadece Türkiye'deki insanlar değil, dünyanın her yerinden insanlar taziyelerini iletiyor, Türkiye halkının acısına ortak olmaya çalışıyor.

Böyle bir acıya ortak olunur mu? Bu acı paylaşılınca azalır mı? Sanmıyorum...

Acı herkesin, hepimizin çünkü.

Kıbrıs'ta da bir eylem yapıldı bu acısı tarifsiz acıları paylaşmak için.

En azından öyle olması gerekiyordu.

Ama biz yanlış anlamışız galiba.

Eylem, acıları paylaşma eylemi değil, AK Parti'yi kınama eylemi ile HDP Mitingi karşımı bir eylem haline dönüştü.

Eylemciler, Ak Parti'nin temsilcisi olarak gördükleri Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği önüne yürümeye başlayınca durumu yanlış anladığımı fark ettim.

Amaç acı paylaşmak değildi, hesap sormaktı. Amaç taziye bildirmek değildi, fırsat bu fırsat Türkiye Hükümeti'ne tepki göstermekti.

Anlamadığım şu, Meclis Başkanı Sibel Siber Türkiye Büyükelçiliğinde açılan taziye defterini imzaya gidiyor ancak, kalabalık bir insan topluluğu aynı yere protesto için gidiyor.

Cumhurbaşkanı Akıncı "Ankara ağlıyorsa Lefkoşa da ağlıyor; Türkiye yas içindeyse KKTC de aynı yası paylaşıyor" açıklamasını AK Parti'ye en yakın televizyon kanalı olan A-Haber'e yaparken, Başbakan Ömer Kalyoncu da önceki akşam Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nu arayıp taziyeleri bildirdiği bir ortamda, çok sayıda sendika ve sivil toplum örgütünden oluşan kalabalık bir grup büyükelçilik önünde "AKP halka hesap verecek" diye slogan attı.

Sanki Akıncı'yı, Kalyoncu'yu ya da Siber'i Büyükelçilik önündeki kalabalıkta bulunan insanlar değil de, asla ve katiyen Büyükelçilik önünde protesto gösterisi yapmayacak olan UBP ya da DP sempatizanları seçmiş gibi.

Bu tarifte kelimelerin yetersiz kaldığı katliam öncesinde KCK'nın tek taraflı ateşkes ilan ettiği vurgusunun yapıldığı basın açıklamasında, Karayılan'ın "Metropollerde bomba patlatırız" lafından bahsedilmemesi ilginç geldi doğrusu.

Neyse geçelim.

Terör Türkiye'deki insanları birbirine düşürmeyi başardığı, nefret söylemleri ile sevgisizliği körüklemeyi başardığı gibi, bizleri de etkiledi anlaşılan.

AKP hesap vermeli mi? Bence de vermeli.

Güvenlik ve istihbarat zaaflarından dolayı, ya da böyle bir zafiyet ihtimali ve şüphesinden dolayı hesap vermeli.

İçişleri Bakanı bence de istifa etmeli ya da görevden alınmalı.

AK Parti ayrıca bu olaydan dolayı da siyasi bedel de ödeyecektir. 1 Kasım seçimleri yakın. Bu terör saldırısı sonrasında bundan hangi partinin prim yaptığını da hep birlikte göreceğiz.

Bu olayı, bu akan kanı, bu kaybolan canları siyasi malzeme olarak kullanmaya çalışan ve bundan siyasi rant elde etmeye çalışan, kan gölü içinde resmen oy isteyen Selahattin Demirtaş'ı çok tehlikeli bulduğumu da bu arada söylemeliyim.

Gıyabında ona seçim mitingi düzenleyenleri de...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları