Şu parti piyangoları meselesi

Yayın Tarihi: 15/01/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Birkaç gündür kafama taktığım bir konu var.

Şu siyasi partilerin yeni yıl piyangoları konusunu düşünüyorum birkaç gündür.

Bilenler bilir çok fazla düşününce illaki başımı belaya sokuyorum, o yüzden bu işi de fazla sık yapmamaya özen gösteriyorum ama bu siyasi partilerin yılbaşı piyangosu işi kafama takıldı bir kere.

Siyasi partiler normalde bağışlarını makbuz karşılığında alırlar. Ya da en azından öyle olması lazım. Makbuzlarda kimin bağış yaptığı ve ne kadar bağış yaptığı açıkça yazılır, makbuzların bir nüshası partide orijinali ise bağışı yapan kişi ya da kuruluşta kalır.

Yani alan belli veren belli. Alan memnun veren memnun.

Denetime açık ve son derece şeffaf.

Böyle olması gerekirken, Kıbrıs Türk siyasetinde gelenek haline gelen piyangolar, partilerin gelir elde etmelerinin ortalıkta görünene ama karanlık yüzünün bir kısmıdır aslında.

Neden mi?

Piyango bileti karşılığında makbuz falan verilmiyor.

Maliye Bakanlığı'nın mührü olması piyango biletlerinin değerli evrak halinde getirdiğinden, kişi ya da kuruluşların verdiği paranın karşılığı olarak değerli bir evrak alıyorlar ve herhangi bir makbuz falan kayıtlara girmiyor.

Parti kendi içinde bu hesabı tutmak ve kaçakları önlemek için gayrı resmi tutanaklar tutuyor tabii ki ancak bunlar resmi evrak olmayıp, iç hesaptan öteye geçmiyor.

Yani parti merkezinden çıkan bilet sayısı ve karşılığında gelmesi gereken ya da gelen para ile eşleştirme yapılıyor. Hepsi bu.

Peki hangi kişi ya da kuruluş hangi biletleri aldı? Kaç tane aldı? Kaç paralık bilet aldı belli mi? Değil tabii ki.

İşin güzelliği de burada.

Yani basılan biletler gider, yerine para gelir. Kimden gelir, ne kadar gelir, sadece parti biliyor, bununla ilgili üzerinde isim ya da cisim ifade eden resmi ve denetime açık bir evrak yok.

Partilerin mali raporlarında "piyango gelirleri" diye kalem vardır. Piyango gelirleri bir başlık olup, "şu şirkete bu kadar", "şu kişiye bu kadar" diye madde madde yazılmıyor. Yazılsa bile açıklanmıyor. Bilgi parti içerisinde sınırlı sayıda kişi arasında kalıyor.

Böylelikle büyük şirketlerden makbuz karşılığında nakit bağış almak yerine, şirketin adının hiç geçmeyeceği, partiye ne kadar para aktardığı belli olmayacak bir yöntem yaratılmış oldu ve de yıllardır uygulanıyor.

Güncel olduğu için hayali bir örnek verelim.

Altını çize çize söylüyorum hayali bir örnek.

CTP Piyangosu mesela.

Üç tane araba kondu piyangoya, talihliler bir bir ortaya çıkıyor, çıkacak da.

Diyelim ki, AKSA şirketi, CTP'den, atıyorum, 500 bin TL'lik bilet aldı.

Ne makbuz var ne de bir şey. Kimin bu biletleri aldığı sadece parti ve AKSA tarafından biliniyor olurdu.

Hatta arabalardan biri AKSA'nın aldığı 500 bin TL'lik biletlere isabet etse, AKSA Genel Müdürü gelip CTP önünde anahtarını kameralar karşısında alma imkanı bile olmazdı.

Eğer böyle bir durum olsaydı, dün alınan ve tüm ülkeyi gerçekten mahcup eden, AKSA'nın yasaklanmış yakıtı ülkeye ithal etmesine izin vermek konusunda hükümetin aldığı kararda bu 500 bin TL'lik piyango bileti alımının etkisi olmaz mıydı? Olurdu tabii.

Öyle bir şey var demiyorum bakın.

Ama öyle olmuş olsa hangi parti yöneticisi partisine öyle ya da böyle yarım milyon TL piyango bileti yoluyla bağış yapan bir şirketin isteğine hayır diyebilir ki? Hele hele piyango bileti alışverişi şirket yetkilisi ve parti yetkilisi arasında gizli bir şekilde yapılmışsa.

Mesela yani...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları