Doğmadan cinayete kurban gitmek

Yayın Tarihi: 27/02/16 09:24
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Bu memleketin dingili artık resmen kopmuştur.

İhaleden komisyon, görev ihmali, eğitimdeki aksaklıklar, Türkiye ile olan çarpık ilişkiler, siyasetin ve sendikacılığın yozlaşması, uyuşturucu, kamu yönetimi boşlukları, adaleti kendi ellerine alan kundakçı azmettiricileri ve sağlık sistemindeki sistemsizlikten bahsedip ülkenin gidişatının iyi olmadığını ifade ederken sürekli, ülkemizde bebek katillerini iş gördüğü bir şebekenin varlığından haberdar olsaydık belki de ülke ile ilgili tanımlamayı çoktan ileriye götürür ve "memleketin dingili tamamen koptu" deyiverirdik.

Nasıl düşünürsem düşüneyim Girne'deki özel klinikte sadece para için yapılan ve denetimsizliğin önünü açtığı bu canice uygulamaları aklım bir türlü alamıyor.

Kendi kızı beklenenden erken ve 34 haftalık doğduğu gün onu kucağına alan ve bebeğinin o andaki bakışını ömrü olduğu sürece unutmayacak olan bir baba olarak 30 haftalık bir bebeğin canına nasıl kıyılabileceğini aklım bir türlü alamıyor.

Bir kadın doğum uzmanı dostumla konuştum dün.

10 çok özel şartlar gerçekleşirse bilemediniz 12 haftalık bir hamileliği sonlandırmak makulken, 30 haftalık bir gebeliği sonlandırmak ile silah çekip birisini vurmak arasına hiçbir fark olmadığını söyledi.

Eşim Benan ile konuşuyordum. O da bu olaydan çok sarsılmış ve ilgisi olanlara lanet okuyordu. Bir arkadaşının 28 haftalık doğan ikizlerinin bile yaşadığını ve şimdilerde büyüyüp kocaman olduklarını anımsattı.

Hangi Hipokrat yemini etmiş insan yaşama başlamak için artık gün sayan bir bebeği öldürebilir ki?

Hipokrat yemini bırakın bir tarafa, hangi kendine insan diyen bunu yapabilir?

Savaşlarda bile, çocuklar, eğer askerlerin birazcık onuru ve insanlığı varsa korunur.

Halbuki bizde sırf para için bu canlara kıyılıyor.

Yanlış anlaşılmasın kadınların yasal ve tıbbi sınırlar içerisinde kürtaj hakkına saygılıyım ve bu hakkın hiçbir kadının elinden alınmaması taraftarıyım. Ancak 10 haftalık embriyo ile 30 haftalık fetüs arasında, dağlar kadar fark var.

Biri henüz insan haline gelmemiş bir doku iken diğeri, artık hissedebilen ve anne karnından çıkarıldığı anda nefes alıp, ağlayabilen, beslenme ihtiyacı olan bir insan.

Bu işin bizzat takipçisi olacağımı herkes bilsin lütfen. Bunda parmağı olan insanları tanımam. Doğrusunu isterseniz tanımak da istemem bu saatten sonra. Ancak bu kendilerine doktor diyen zatlar, mahkeme tarafından suçlu bulunmaları halinde, bir daha değil doktorluk, hastanede temizlik yapmalarına dahi izin verilmemesi gerektiğini söyleme bile gerek yok sanırım.

Umarım bir doktor dayanışması yaşanmaz ve ilgili örgütler, bu sözde meslektaşlarına sahip çıkmaya kalkışmaz. Gerçi bir doktor dayanışması ile şebekenin elebaşı olduğu iddia edilen doktorun kalp rahatsızlığı ile hücrede değil de hastanede yatması kararlaştırıldı ama umarım daha fazla ileriye gidilmez.

Görünen o ki, bu işin Türkiye bacağı da mercek altında.

Hatta iddiaya göre, operasyona Türkiye Polisi de dahildi.

Bu işin ne kadar büyüyeceğini ve ülkemizin çeşitli yerlerinde daha ne kadar toplu bebek mezarının ortaya çıkacağını kimse şimdilik bilmiyor ama böyle bir rant varsa, başkalarının da bundan faydalanıp faydalanmadığına bakmak lazım diyorum.

Doğmamış çocuğa don biçilmez, doğmamış çocuğa mektuplar yazılır ama doğmamış çocuk kürtaj adı altında para için öldürülmez.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları