"Esad, Kıbrıs sorununun dolaylı çözüm mimarı"

Yayın Tarihi: 07/03/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Siz bu satırları okurken, ben Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu'nu izlemek üzere birkaç meslektaşımla birlikte Strasburg'a varmış, ya da en azından Fransa ile Almanya sınırındaki Fransız kentine varmak üzere yolda olacağım.

Bugün bir diğer AB kenti olan Brüksel'de ise Türkiye Avrupa Birliği zirvesi var.

Çok önemli bir zirve.

Türkiye'nin öneminin Avrupa Birliği için Suriye nedeni ile fersah fersah arttığı bir süreçte yapılan bu zirveler dizisinin yanılmıyorsam ikincisi de şaşalı olacağa benzer.

Türkiye Avrupa birliği için önemli olunca birden Doğu Akdeniz'deki bu ikiye bölünmüş adanın akıbeti de önem kazanıyor zincirleme bir reaksiyonla.

Avrupa Birliği artık Türkiye'yi içinde istiyor.

80 milyonluk Türk halkının serbestçe Avrupa Birliği içerisinde dolaşmasını kendileri için ekonomik bir tehlike olarak gören AvrupaBirliği'nde düdüğü çalan ülkeler, şimdi milyonlarca Suriyeli ve Iraklı'nın sınırlarına dayanması ile "neden içimizde ama dışımızda bir Avrupa Birliği ülkesi bir ara ülke konumuna girmesin" sorusunu soruyorlar.

Evet Avrupa birliği, ya da başka bir ifadeyle batı Avrupa soğuk savaş döneminden beridir böylesine büyük bir kriz ile karşı karşıya kalmadı. Modern Avrupa Birliği'nin ise ilk ciddi sınavı. Mülteci krizi.

Brüksel ve Strasburg'daki tek konu bu. Konu bu olunca otomatikman Türkiye işin içinde. "Türkiye'den aktif olarak nasıl faydalanırız" düşüncesi hakim.

İşleri kolaylaştırmak için3 milyar Euro vaat edilmişti. O da henüz verilmedi. Ancak verilse de sorun çözülmüyor.

AB, mültecilerin AB'ye geldiklerini hissetmelerini ama kendilerinin kapılarının önüne gelmemeleri için Türkiye'yi ya Avrupa Birliği üyesi yapmak durumunda ya da imtiyazlı ortaklık mevzuunu acilen realiteye dönüştürmek zorunda. Artık imtiyazlı ortaklık meselesi de Türkiye için rencide edici bir formül değil. İngiltere Avrupa Birliği ile yaptığı yeni anlaşmada zaten imtiyazlı ortak haline büründü. Eğer referandumda AB içinde kalmak kararı verilse bile artık İngiltere imtiyazlı bir ortaktır. Dolayısıyla Türkiye'nin böyle bir konumlanması da sıkıntı yaratmaz sanırım.

Ancak bütün bunların gerçekleşmesi için Türkiye'nin bütün Avrupa Birliği üyeleri ile ilişkilerinin normal olması şart.

İşte bu noktada biz devreye giriyoruz.

Bir Avrupa Birliği üyesi olan Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkilerin normalleşmesi gerekiyor.

Yani Avrupa Birliği Türk tarafını memnun etmek durumunda.

Türkiye, hazır bunlar ocağıma düşmüşken, bu hesaplaşmadan istediğini almaya çalışıyor haliyle. Avrupa Birliği de bitmeyen Suriyeli mülteci akınından kendini korumak için kullanmak istediği Türkiye kalkanını kullanacak.

Bu hareketlilik içerisinde bütün bu yazdıklarımın önünde tıkaç konumundaki Kıbrıs sorunu da çözülürse şaşmayın.

Hatta tarih kitapları bir gün, "Suriye'de yaşanan savaş Kıbrıs sorununu çözülmesine neden oldu" ya da "Esad, Kıbrıs sorununun dolaylı çözüm mimarı" cümlelerini bile içerebilir.

Strasburg'dan selam.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları