Welcome Home Boss

Yayın Tarihi: 22/04/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

İngiltere'ye dönüp emin olduğu suçsuzluğunu İngiliz adaletine de kanıtlamak için yola çıktığı o günden sonra, "onu ilk gördüğümde ağzımdan çıkacak ilk sözler olur bunlar herhalde" diye uzun zamandır hayal ediyorum.

Kendisi ile temasta olduğunu bildiğim herkes ile selam gönderdim ve kendisi için elimden gelen tek şey olan dua ettiğimi bilmesini istedim.

Ve onunkisi ile kıyaslanmayacak kadar da olsa sabırla ondan iyi bir haber gelmesini bekledim.

Yargı süreci devam ederken haberler pek iyi değildi.

İngiliz medyasının yarattığı kamuoyu ve İngiliz kamuoyunun bir izdüşümü olan jüri Asil Nadir'i mahkum etmişti. Artık gün sayacak, "sayılı gün çabuk geçer" avuntusu ile yaşayacaktık.

Dün aldığımız haberden sonra o günün iyice yaklaşması sevinciyle yerimde duramadım. İnanmak istiyordum, bunu herkese söylemek istiyordum ama bu mutu haberin aniden bozulması ile ilgili kuruntulu endişelerim vardı.

"Uçağı Heathrow'dan kalktı" dediklerinde, artık özgürlüğüne doğru bir kez daha uçuşa geçtiğini düşündüm içimden.

Bu mutlu haberi artık herkes duymalıydı. Kıbrıs'taki herkes, benim kadar sevinebilmeliydi. Onların da yüzünde benimkine benzer bir gülümseme olması gerekiyordu.

Yaptığım en keyifli haber ve en mutlu sosyal medya paylaşımıdır desem yeridir.

Asil Nadir'in KKTC'ye dönüşünün benim dünyamdaki karşılığı ve önemi büyüktür.

Onun, karar vericilere açacağı bir telefon ya da bir resepsiyonda vereceği bir tavsiye bile, bu ülkenin seyrini değiştirebilecek niteliktedir.

Duyduğumuza göre cezaevinde zamanı boşa geçirmemiş. O sıkıntılı süreci bir anlamda bir "proje üretme kampına" çevirmiş ve ülkesi için yapılabilecek birçok şeyi kafasında tartmış, olgunlaştırmış ve uygulamaya hazır hale getirmiş.

Hiçbir şey yapmasa bile buralarda onun varlığı bile bize yeter.

"Evine hoşgeldin patron" diyorum çünkü, kendisi ile bire bir tanışmadan ekmeğini yemeye başladığım birisidir. Gazetecilik hayatımın nispeten kısa ama çok önemli bir bölümünü onunla, onunla hiç tanışmadan ve ona hayranlık duyarak geçirmiş bir gazeteciyim.

Sonra tanıştım ve zaman zaman da özel sohbetlerde onu birebir dinleme, ondan öğrenme şansı verilmişlerdenim.

"Hadi gel seninle bir İngiliz çayı içelim" diye arayıp davet ettiğinde, mutlulukla soluğu ofisinde ya da evinde almışlardanım.

Geri geliyor oluşuna çok seviniyorum. Artık içindeki ukdeden arınmış, kendi dünyasında önünü açmış, İngiliz adaleti ile hesabını, arzu ettiği gibi olmasa da görmüş, geride bırakmış ve uzun sayılabilecek bir süreci rahatsız edilmeden düşünerek geçirmiş bir Asil Nadir geliyor ülkeye. Şaka değil.

Asil Nadir'in doğum günüdür 1 Mayıs. Hatta kız kardeşi Bilge Nevzat'ın da doğum günü aynı gündür. Dün 21 Nisan'da Kraliçe II. Elizabeth'in 90'ıncı doğum günü idi.

Asil Nadir'in Kraliçe'nin doğum gününde, kendi ve kız kardeşinin doğum gününe 10 gün kala, 'Majesteleri'nin Hapishanesi'nden (İngiltere'deki tüm cezaevleri geleneksel olarak Kraliçe'nindir ve "Her Majesties Prisons" diye geçer) tahliye edilmesi ne güzel bir tesadüftür bence. Anlamlıdır.

Beş yıl sonra yeniden özgür bir adam olarak doğum gününü ailesi ve sevdikleri ile kutlayacak olmasına seviniyorum.

Asil Nadir'in ülkesine dönmesine seviniyorum.

Onu buralarda hissedeceğim için seviniyorum.

Eğer İngiliz Çayı'ndan nefret etmemişse, onunla bir çaydanlık çayı paylaşabilme ihtimalimin yeniden var olacağı için seviniyorum.

Welcome Home Boss, Evine Hoşgeldin Asil Bey.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları