Jo Cox vakası..

Orası Kabil değildi. Peşevar da değildi. Musul ya da Halep de değildi. Myanmar ya da Kahire de değildi.

Meraklısına söyleyeyim, Diyarbakır ya da İstanbul da değildi.

Yer, ifade özgürlüğünün en gelişmiş olduğu ülkelerin başında gelen İngiltere'nin Batı Yorkshire bölgesi idi.

41 yaşındaki bir kadın milletvekili güpegündüz, sokak ortasında kurşunlanıyor ve de bıçaklanıyor.

Bunu yapan da radikal İslamcı bir terörist değil.

İngiliz Milletvekili'nin söylediklerini hazmedemeyen bir başka İngiliz.

İngiltere Milletvekili Jo Cox, Britanya'nın Avrupa Birliği içerisinde kalması konusunda kampanya yürütürken, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nin ayrılması gerektiğini düşünen bir vatandaş, onu kurşunlayıp öldürüyor.

Hem de bireysel silahlanmanın minimumda olduğu ve polislerin bile silah taşımadığı İngiltere'de.

İşte bir toplum bu kadar keskin bir şekilde ikiye bölünmesi durumunda, ihtimal dahilinde olabileceklerinden bir tanesi.

Türkiye'de bu gibi olaylar çok sık yaşanıyor.

Bazıları buna "savaş" deyip kolaycılığa kaçıyor.

Tahammülsüzlük, demokrasiyi sindirememe ve farklı yollarla siyasi rakipleri alt etme girişimlerinden başka bir şey bunlar.

Cox'un öldürülmesi ile Tahir Elçi'nin öldürülmesi arasında bir fark göremiyorum.

O da inandıklarını söylerken birilerinin hoşuna gitmeyecek ifadelerde bulundu, savaş yerine barış elçiliğine soyundu ancak kandan beslenen terör örgütleri bu kadar yumuşak bir üslubun, kanlı emellerine engel olacağını düşündüklerinden susturmaları gerektiğini düşündüler.

Bu sadece onlarca örnekten biri.

Aynı şekilde Jo Cox, iki çocuk annesi ve İngiltere'nin Avrupa Birliği üyesi olarak kalması gerektiğini ısrarla söyleyen ve etrafındakileri iknaya alışan genç bir vekil.

"Önce Britanya" diye bağıran saldırgan genç vekilin hayatına son verdi.

Şimdi gelelim güzelim memleketimize.

Küfürler, hakaretle, aşağılayıcı ifadelerle yapılan protestolar ve akabinde gelmesi muhtemel şiddetin bizi nereye götürebileceği konusunda, Batı Yorkshire'da yaşananlar bir fikir verir umarım. Toplumu ikiye bölmek ve bunun üzerinden siyasi popülizm yapıp, halkı, özellikle gençleri sokağa dökmek oy kazandırabilirken, diğer taraftan hayatların kaybına dahi neden olma potansiyeli olan tehlikeli bir oyundur bence.

Hem de bu sorunu koltukları işgal ederken düzeltme ve uzlaşıyla çözme olanağı size tanınmışken.

Tekrar ediyorum, jo Cox, Afganistan, Irak, İran, Pakistan, Mısırlı bir milletvekili değildi. Büyük Britanya'nın Avam Kamarasında sandalyesi bulunan bir kadın milletvekili idi. İfade ve kampanya yapma özgürlüğünü kullanan ve görüşü doğrultusunda seçmenlerini ikna etmeye çalışan bir politikacıydı. Hem de İngiltere'de.

Ve görüşünü beğenmeyen bir başka yurttaşı tarafından sokak ortasında öldürülüyor.

Ağzımdan yel alsın ama Jo Cox örneğinin bu gidişatla bizde olması ya da daha kötülerinin vuku bulması, ihtimal dahilindedir.