Doğru lisanı kullandığımız anda dünyalıyız

Kıbrıslı Türkler'i takan yok klişesini oldum olası sevmedim.

Vamık Volkan hocanın hep dediği gibi, kendi kendini yok sayıp değersizleştirmek için paçasından çirkefe çekme psikolojisi çok yaygın. Volkan Hoca bir Kıbrıslı Türk ama daha da ötesinde bir dünyalı. Dediklerini okur, okurken de gurur duyarım. Dünya genelinde binlerce akademisyen, Vamık Hoca'nın yazdıklarını alıntılayarak akademisyen oldu. Büyüğümüz, abimiz, kıymetlimizdir.

Malumunuzdur dünyada olup bitenle ilgili KKTC yöneticileri bir açıklama yaptığı zaman, "Sanki takan var" diye 'Ti'ye alınır.

Hatta bugün bir çiçekçi önünde oturan atletli bir abi, "Sen kimsin be de darbeyi kınan. Seni kim sallar" diye bağırdığına şahidim.

Kazın ayağı öyle değil halbuki.

İki sıcak örnek vereyim.

Birincisi Fransa'nın Nice kentinde yaşanan terör saldırısı ile ilgili.

İkincisi Türkiye'deki kahpe darbe girişiminin ardından yaşananlar.

Doğru dili konuşmak, doğru zamanda doğru şeyi söylemenin karşılığı var.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Nice'deki terör saldırısıyla ilgili kısa bir mesaj yayınladı. Dedi ki, "Kıbrıslı Türkler olarak biz daha eşitlikçi, daha demokratik bir dünya için kendi çapımızda elimizden geleni yapmaya hazırız. Çünkü terörün kökü böyle kazınır".

Kimilerine göre yuvarlak bir laf etti.

Ama okudunuz.

Cumhurbaşkanımızın telefonu çaldı. Hatta Fransız Büyükelçisi vardı.

"Sayın Başkan, içten, gerçekçi ve samimi mesajınız için Fransız halkı adına teşekkür ederim" dedi.

Bu bir.

İkincisi de şu:

Türkiye'deki alçak darbe girişiminin başarılı olup olmadığı henüz belli değilken, aynı isim, Cumhurbaşkanı Akıncı, "Milli irade ve demokrasi tankla, topla, tüfekle çiğnenemez, aslolan demokrasidir" dedi.

Risk aldı.

TSK içindeki şerefsiz cunta başarılı olabilirdi.

Zamana yayıp kendini garantiye alma gibi bir politik tavrı seçmedi. Parmağının arkasına saklanmadı.

Bildiği ve inandığını açık açık söyledi.

Sonra ne oldu?

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan bir mesaj gönderdi.

Darbe girişiminin ilk anından itibaren milli irade ve demokrasiden yana açık tavrı için şükranlarını sundu.

Dünyalıyız!

Demokrasi, evrensel değerler ve milli iradeye saygı, yanında durduğumuz ve bunu ufak kişisel hesaplarla bir zamana yayma, oyalama tavrına dönüştürmediğimiz zaman ister Fransız ister Türkiye olsun, samimi bir karşılığı var.

Kıbrıs Türk halkını ve liderliğinin dünyada bir karşılığı var.

Bu çok iyi bir şey.

Çözüm olur veya olmaz.

Buna her durumda ihtiyacımız var.

Dünyalı gibi düşünüp davrandığımız sürece bütün dünyada bir yerimiz olacak.

Saygın ve iyi bir yerimiz olacak.

Bundan eminim....

En azından emin olmak konusunda samimi bir gayretim var.

Şimdi karşı cenahta uzun zamandır dil uzatmadığım bir Anastasiades ve artık akıl hocası olduğuna neredeyse emin olduğumuz bir hükümet sözcüsü Hristodilis var.

Evet, default, yani kabul edilen bir dünyalı pozisyonları var. Ancak, bizim de doğru kelimeleri doğru anda seçtiğimiz takdirde, BM ve AB'de koltukları olmasına karşın onlardan daha dünyalı olabildiğimizi net bir şekilde gösterebiliriz.

Birleşmiş Milletler Kıbrıs Barış Gücü'nün görev süresinin uzatılması ile ilgili BM Güvenli Konseyi'nin de onayladığı son rapordaki sihirli dört kelimenin ne anlama geldiğini ve neyi ifade edeceğini bu sütunda beni takip eden sadık okuyucularım zamanı geldiğinde öğrenir.