Herkes Kıbrıs Postası gibi iyi niyetli olmayabilir

Yayın Tarihi: 15/08/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Lefkoşa Kaza Mahkemesi Kompleksi biz gazeteciler için kutsal bir mabetti eskiden. Fotoğraf makinesini eline ilk kez alan genç meslektaşlara orada nasıl davranacaklarını uzun uzun anlatır, mahkeme salonu önünde gürültü yapılamayacağını, koridorlardan bir yargıç geçtiği anda ayağa kalkılıp saygı gösterilmesi gerektiği, mahkeme salonunda asla fotoğraf çekilmeyeceği ve mahkeme salonunda herhangi bir saygısızlık durumunda hapsi boylayabilecekleri ve onları bizim de kurtaramayacağımızı anlatırdık hep.

Lefkoşa Polis Müdürlüğü, Polis Genel Müdürlüğü ve ünlü Atatürk Merkez Karakolu'nun aynı kompleks içerisinde bulunduğu yıllarda, zaten Yüksek Mahkeme, Ağır Ceza, Kaza Mahkemesi Başsavcılık, Yüksek Seçim Kurulu'nu içerisinde barındıran bu eski İngiliz Hükümet Konağı gazetecilerin Sarayönü'nde bekleşmesinin nedeni idi.

Kapısında bir polis nöbetçi olarak bekler, giren çıkanı kontrol ederdi.

Hatta önemli polisiye olaylar vuku bulduğunda giriş çıkışlar daha da dikkatle ele alınırdı.

Unutmadığım anılarımdan biridir.

Usta Polis Muhabiri İbrahim Özdamlı ile çalışırken, "bir de Sarayönü'ne doğru gidelim" diyerek, bana direksiyonu Girne Kapısı'ndan Sarayönü'ne doğru kırmamı söylemişti.

Sarayönü'ne yaklaşıp Lefkoşa Kaza Mahkemesi'nin polis tarafı nizamiyesi önünden geçerken, aniden "dur" demişti.

"Ne oldu abi" dediğimde, "Nöbetçi Polis'in yüz ifadesini beğenmedim. Bir şeyler oluyor" demişti. Arabayı bırakıp yaya olarak oradan girmeye çalıştığımızda polis izin vermemiş, diğer kapıdan mahkemeler tarafından girmek zorunda kalmıştık. Ama ortaya büyük bir polisiye haber çıkmıştı. Yanlış hatırlamıyorsam büyük bir uyuşturucu operasyonunun sonucunu diğer gazeteleri atlatarak, o zaman çalıştığımız Hürriyet Kıbrıs Gazetesi'ne koymuştuk.

Yine aynı binalar kompleksi içerisinde Avukat Ali Rıza Görgün'ün Yargıç İlker Sertbay tarafından mahkemeye saygısızlıktan 20 gün hapse mahkum edildiğini izlemiştim.

Anlayacağınız bahsekonu binalar benim için son derece kutsal ve önemli.

Herkes için öyle.

Bizim Ahmet Vamık'ın, geçtiğimiz akşam bu binaya elini kolunu sallayarak girmesi ve iyiniyetle fotoğrafları çekip, bu toplumsal görev niteliği taşıyan iyiniyetli haberi yapmasını o kutsal yeri önemsediğim kadar önemsedim ve gazetemizin manşetine yerleştirdim.

Tapu kayıtları, mahkeme dosyaları ve belki de önemli bir hafızanın muhafaza edildiği bu yere geceleri eller ve kollar sallanarak girilebilmesi bana göre endişe vericidir.

Ahmet Vamık ve Kıbrıs Postası iyiniyetlidir. Peki iyiniyetli olmayan, hakkında verilen bir kararı beğenmeyen, Lefkoşa Tapusu'na kızan, ya da sırf ülkede kaos ve karışıklık yaratmak için niyeti kötü olan birisi gelse ve oraya zarar vermek istese, ondan kolay bir iş olmaz.

Uzun kulaktan öğrendiğime göre, bu konudan Yüksek Mahkeme yetkilileri son derece rahatsız. Rahatsız olmak konusunda da haklılar.

Alacak verecek ya da farklı husumetler nedeni ile kundaklamanın adeta moda haline geldiği, mahkeme çıkışlarında polisin tabancasının alınıp ateş edildiği ülkemizde, adaletin kalbinin attığı bu merkezin güvenlik düzeninin ciddi şekilde ele alınması gerektiğini düşünürüm.

Herkes Kıbrıs Postası gibi iyiniyetli değil.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları