İyi ki Kıbrıs Postası var

Yayın Tarihi: 23/11/16 16:43
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Sabah saatlerinde Kıbrıs Postası'ndan ilk Mesut ile karşılaşırım. Mesut daha önce çalıştığım gazetelerde de benimle birlikte olmuş sadakatı ile ünlü bir kardeşimdir. Bni sabah evden alırken arabasına bindiğim anda "Hoşgeldiniz" demesine bayılırım.

Gazeteye geldiğimiz merdivenler usul usul çıkarım, binada çoğunlukla Rengin Hanımla karşılaşırım. Daha doğrusu "kendimi gösteririm". Bu ispatı vucut vuku bulmadığı takdirde o muhteşem sabah kahvesi gecikir, o gecikince beyin fonksiyonlarımın normale dönmesi de gecikir, işler sarkar. Hayati bir karşılaşma anlayacağınız Rengin Hanım ile olan.

Koridoru değil de Mutfak kapısından haber merkezine dalarım. Haber Müdürümüz Canan, bilgisayarının içine girmek ile girmemek arasında karasız kalmış bir çizgi film kahramanı gibi durur. Günaydın'ıma çoğunlukla karşılık vermez. Bende aldırmam. Çünkü sabah siteye yığılan onbinlerce okuyucun haber anlamındaki sabah açlığını gidermeye çalışıyordur. O saatlerde Ahmet ile Cansu da bulunur. Onlar da kafalarını kaldırmazlar pek. Cansu parmaklarını klavyeden ayırmadan gülümseyerek sabah şerifleriniz hayırlı olsun Rasıh Abi der gibi bakar, Ahmet ise haber merkezinin yarısına vardığımda arkamdan "Günaydın Rasıh Abi" der o gür sesi ile.

Üzerinde artık fazlaca zaman geçirdiğimi hatırlatmaya çalışırcasına bir tarafından derisi soyulmaya başlayan koltuğuma yerleşip bilgisayarlarımın açılış düğmelerine dokunduğum andan itibaren Kıbrıs Postası'nın başdöndürücu hızına ben de diğer arkadaşlarım gibi dahil olurum.

Kahvem ile birlikte Canan da elinde kahvesi ile gelir. O gün neler yapacağımızı, gitmesi gereken davetleri bana, benim de gitmem gerekenleri ona satma merasimi başlar. Polat Alper gelinceye kadar bu sürer. Keyfi yerindeyse o bize katılır, değilse de biz onun odasına geçeriz. Ufak bir toplantı ve güne devam.

Heman akabinde Vatan Mehmet, elektrikli bisikleti ile olay yerine intikal eder. "Patron rahat ol. Bomba bende bugün. Hem de belgeli. Tafsilatlı" der müze diye bilet kesebilecek noktaya gelmesine az kalmış masasına yerleşir.

Aynı dakikalarda Ulaş Barış intikal eder. Yoğunlaştığı Kıbrıs sorunu ile ilgili gelişmeler iyi ise yüksek sesle aktarır, kötü ise daha da yüksek bir sesle araya başka ifadeler katarak anlatır, sonra da klavyenin sesinin başka odalardan dahi duyulabilecek bir sertlikte, yazı çizi işlerine başlar.

Vakit ilerlemeye başlayınca Onur Evrensel sessiz sedasız masasına yerleşir. Gazeteyi şekillendirmek için perende alır. CNN Türk'teki Nevşin Mengü'nün saati gelene kadar, işlerin çoğu hallolmuş olur. Sonra ona kilitlenip, "Haber izler"

Bu arada Tekin Kurt, Mazlum ve Kemal gazeteyi şekillendirmek için görev yerlerine gelir.

Ve birinci sayfa toplantısı için kafalar, benim kapıdan uzanır. "Gelelim mi?" diye.

Ve bu arkadaşlarım gibi daha niceleri hem şimdi bizimle olan hem de geçmişte ailde bulunan arkadaşlar hep, 24 saat esasıyla, Kıbrıs Postası Gazetesi ve bugünlerde 15'nci yılını kutladığımız KıbrısPostası.com'u daha da geliştirmek için canla başla çalışıyorlar, çalıştılar.

Gazetecilik heyecanı onlarda, saygı sevgi onlarda, birbirlerini kollama isteği onlarda, çalıştıkları kurumu yüceltmek için fedakarlık yapma dürtüsü onlarda.

hepsini çok seviyor ve bu yazıyı yazmakta olduğum İsviçre'den onları özlemle selamlıyorum.

İyi ki varlar.

İyi ki Kıbrıs Postası var.

Nice 15 Yıllara.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları