İyi bir öğrenci değildim, Çanakkale mevzuunu anlamadım

Yayın Tarihi: 01/08/17 08:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

Sabah eşimin müthiş dosyalama sistemleri içerisinde çocukların doğum belgelerini ararken karşıma eski okul karnelerim çıkıverdi.

Kızım Fidel kendi notları ile benimkileri kıyaslamak için karneleri kapıp incelemeye aldı. Ders notlarımın öyle ahım şahım olmadığını görünce pek mutlu oldu kızcağız. Kendisinin benden daha zeki olduğunu söylerken, uzun yıllar kullanabileceğim, "Kızım bu notlar ne?" deme gücümü elimden alıverdi. Yarın bir gün kötü bir not karnesine düşerse, ezberlediği benim karne notlarımı yüzüme vurup, "ne var sanki sen ortaokul ve lisede hep 10 mu alıyordun?" diye çemkirecek biliyorum.

Kısacası öyle çok zeki bir adam değilim ki bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyorum bu ülkede.

Çanakkale gençlik kamplarında ergen çağındaki gençlerin kız erkek karışık gitmesini isteyen öğretmenler sendikasını anlamıyorum mesela.

Avrupa "Teenagepregnancy" (ergen hamileliği) diye bir fenomenle uğraştıktan sonra, bundan geri kaçarken, pedagojik olarak doğru olan kızların ayrı tarihlerde, erkeklerin ayrı tarihlerde kampa gitmesini eleştiren bir öğretmen sendikasını anlamıyorum. Bunu cinsiyet ayırımcılığı ile tasvir etmeye çalışmaları aklımı nasıl zorluyor anlatamam.

Misal Çanakkale gibi Türkiye'de ne sağcı, ne solcu, ne İslamcı ne de devrimci kesimin tek başına bu benimdir diyemediği ve herkesin ortak paydası halindeki tarihi yöreden öte, Türkiye'nin Türkiye olmasına neden olan olgudan rahatsız olunmasına aklım ermiyor.

Çanakkale, çağdaş Türk kimliğinin inşasının temel motiflerinden biri olduğunu göremeyip, buna sözüm ona soru sorarak, çamur atmanın manasını anlamıyorum.

Çanakkale'nin Atatürkçülüğün, Kemalizmin, laikliğin mabedi olduğunu bilmezden gelip, okunan bir duayı bütün kampın içeriği oymuş gibi satmanın nasıl bir provokasyon olduğunu kavrayamıyorum. Aklım ve zekam buna kafi gelmiyor bir türlü.

"Çanakkale geçilmez" derken, "sosyalistler geçebilir ve milliyetçi muhafazakarlar geçemez" ya da tam tersi bir ayırım olduğunun anlatıldığı derste ben uyuyordum herhalde.

Otobüste dua okuyanın yaşı itibarıyla orada üniversite öğrencilerinden seçilen öğrenci liderlerinden olmadığı net bir şekilde belli olan şahsın, buradan gidenlerden biri olursa şaşırmayacağımı peşinen söyleyeyim. Benim ufacık aklım videoyu kaydeden ile duayı okuyanın, işbirliği yapmasalar bile, aynı amaca hizmet ettiğini görebiliyor iken, akıl veren, çocukların aklını ölçüp, benimkiler gibi notlar veren öğretmenlerimizin bu üçkâğıda nasıl geldiklerini aklım almıyor doğrusu.

Dedim ya notlarım pek parlak değildi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları