Kurtlar gerçekten vegan değilse?

Yayın Tarihi: 15/01/19 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Kurtlar gerçekten vegan değilse?

Pazar günü Cyprus Mail Gazetesi'nde çok ama çok ilginç bir makale okudum.

İşi Garantiler çıkmazı içine sokup Rum Lider Anastasiades'in kararlarda etkin katılım ve siyasi eşitlik konusunuortadan kaldırma çalışması kabahatini unutturmaya çalışan çevrelerin de okumasını arzu ettiğim bir yazı idi.

Hep söylemişimdir, hatta hatta çılgın AP Milletvekili Marios Matsakis ile bir sohbetimde de ifade etmişliğin bile vardır.

"Garantiler, bugün değil ama zamanla ve tarafların iyi niyetini birbirlerine zamanla ispat etmesi durumunda önemini yitirebilir ve garantilere psikolojik olarak ihtiyaç duyulmasının nedenleri oluşmuyorsa, garanti anlaşması tozlu raflarda kalıp hiç devreye girmeyecek bir unsur olarak kalır" demiştim.

Gelelim, George Koumoullis'in muhteşem yazısına.

CyprusMail'da düzenli yazılar yazan Siyasi Filozof Koumoullis'e göre, Anastasiades'in siyasi eşitlikten uzaklaşmasının ardındaki "bir adam bir oy" prensibine dayandırdığı "Azınlığın çoğunluğa tahakkümü" söylemi yersiz ve yanlış.

Koumoulis'e göre "Bir adam bir oy" prensibi uniter devletlerde demokrasinin en önemli unsuru iken, federal devletlerde bunun böyle görülmeye çalışılmasının sıkıntılar doğurabileceğidir.

Amerika Birleşik Devletleri'nin kurucularından ve 100 Dolarlık banknotların üzerinden tanıdığımız Benjamin Franklin'e atıfta bulunan Koumoullis, Franklin'in "Demokrasi iki kurt ile bir kuzunun öğle yemeğinde ne yiyecekleri ile ilgili oylama yapmasıdır. Özgürlük ise tam teçhizatlı bir kuzunun bu oylamaya karşı çıkabilmesidir"

Bu durumda kuzu Kıbrıs Türk halkı oluyor haliyle.

Anastasiades diyor ki, "Bir kuzu, iki kurdun öğle yemeğinde ne yiyeceğine karar veremez"

Peki ben de bir Kıbrıslı Türk kuzu olarak, "Öğle yemeğinde yemek yemeyi tasarladığım iki kurdun o sofrada ne yeneceğine karar vermesi ile ilgili etkin bir sözümün olmasını isterim.

Evet bazıları, kurtların zaman içerisinde beslenme şekillerini değiştirdiklerini, hatta artık vegan olduklarını iddia edebilirler. Bir kuzu olarak buna saygı duyarım. Ancak aniden kurtların beni ortak soframızda oturan bir birey olarak değil de pirzola ve incik kebabı olarak görüp görmeyeceklerine emin olmam lazım.

Kurtlar sofrasında kuzu olarak oturmak için birtakım güvencelere elbette ki ihtiyaç duyacağım. O nedenle menü geldiği zaman hangi yemeğin yeneceği ile ilgili bir söz hakkımın olmasını istemek de elbette ki hakkım.

Eğer kurtlar gerçekten vegan olmuşlarsa, o zaman diyetimiz ile ilgili bir sıkıntı yaşamayacağız. Birlikte yeşillik yer hayatımıza güle oynaya devam ederiz.

Zamanla bu sofrada garantilere de ihtiyaç kalmaz.

Ama eğer kurtlar sayıca çoğunlukta olmalarının verdiği güçle beni pirzola yemeye zorlamaya kalkarlarsa, o zaman ya açlıktan ölürüm, ya da daha öğle yemeği bizzat ben olurum.

İş o kadar da basit.

O yüzden bu Kıbrıs sorunu ile ilgili atıp tutmak yerine, kurtların vegan olduğuna emin olmaya çalışalım. Bunun çok mümkün olmayacağına göre ya da en azından birçok kuzuyu buna inandıramayacağımıza göre, sofrada ne olacağına dair alınacak kararda etkili bir sözümüz olsun.

Ya kurtlar gerçekten vegan değilse?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları