Cumhurbaşkanlığı seçimi zili çaldı

Yayın Tarihi: 09/05/19 11:54
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Hükümetin istifası ve yeni hükümetin kurulması ile ilgili çalışmalar belli ki önümüzdeki günler bizi epey meşgul edecek.

Hangi partiler kuracak, kurarken kamuoyuna ne söyleyecek, söylemekten öte kamuoyu ve halk için ne yapacak bunlar hep göreceğimiz ve sorgulayacağımız şeyler olarak gündemimize gelecek.

UBP içindeki bakanlık didişmeleri, protokol, kaynak gibi konuları sık sık tekrarlayacağız.

Ancak asıl konunun Nisan 2020'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri olduğunu asla unutmamak lazım diye düşünüyorum.

Serdar Denktaş'ın dünkü siyaseten dahiyane olarak adlandırılan hamlesinin ve onun karşısında, Kudret Özersay'ınaldığı tutumunun altında bu hesaplarındeğil de başka hesaplar olduğunu bana kimse anlatmasın.

İşi ilginç kısmı dörtlü koalisyonun diğer iki oyuncusu olan CTP ve TDP'nin bu süreçteki krizi oyuncu olarak değil de seyirci olarak iştirak etmesidir. Bunun bir yere not edilmesi gerekecek sanırım.

Ancak an itibarı ile hükümet ve ülke ekonomisi gibi gaileler TDP, CTP ve haliyle DP'nin üzerinden kalktığına göre önümüzdeki ilk seçim olan Cumhurbaşkanlığı seçimine konsantre olmak özgürlüğü bu gelişmelerle bahşedilmiş oldu.

Hükümeti bozan taraf olan Halkın Partisi'nin Ulusal Birlik Partisi ile bir hükümet kurması durumunda Cumhurbaşkanlığı seçimi konsantrasyonu ile birlikte hükümet uğraşlarını paralel yürütmesi gerekecek.

Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı ve görevi devretme sürecine giren Başbakan Tufan Erhürman için şahsen üzüntü duyduğumu gizleyemeyeceğim.

Erhürman ülkemizin ihtiyaç duyduğu yeni tip siyasetçi modelinin özel bir örneği olarak ortaya çıkmıştı. Şansızlığı dörtlü bir koalisyonun içerisinde kontrol edemediği unsurlarla ülkeyi yönetmek gibi bir yükün altında kalması oldu. Yoksa şartlar farklı olsaydı işler de çok daha değişik olurdu.

Bu noktada Cumhurbaşkanlığı, hatta CTP Genel Başkanlığı ile ilgili gelişmeler Erhürman'ın siyasetteki geleceğini de belirleyecek cinsten olduğunu söylemek için kahin olmaya gerek yok. CTP'nin kimi Cumhurbaşkanlığı'na aday göstereceği bu noktada çok önemli.

Diğer taraftan Kudret Özersay siyasi geleneği olmayan bir partide olmasının yarattığı dezavantajlarla hamlelerinde gecikmesi onu bu süreçte yıpratsa da onun da az önce bahsettiğim yeni tip siyasetçi profiline uygun olduğunu söylemek lazım. O da aynen Erhürman gibi dörtlü bir koalisyon içerisinde olmanın sıkıntılarını yaşadı. Ancak bu sıkıntıları Erhürman'dan farklı olarak kendi başına açtı. Özersay ve ekibinin yeni hükümet oluşumları içerisinde yer alıp almayacağı önümüzdeki günlerde gündeme düşecek olan HP'deki gelişmelerle ilgili belirleyici olacak.

Serdar Denktaş bu ekip içerisindeki en tecrübeli isim olduğunu birkaç kritik noktada gösterdi ve hakkettiği kurt siyasetçi apoletini omuzlarına çoktan taktı. Yaptığı istifa hamlesi ve öncesinde yaptığı çıkışlarla Cumhurbaşkanlığı sürecinde aday olduğunu ve yürüteceği stratejiyi belirlediğini görebiliyoruz.

Toplumcu Demokrasi Partisi bu süreçte oyuncu olamadı. Zeki Çeler haricinde kabinede bir varlık da gösteremedi. TDP'de bir liderlik meselesinin gündeme geleceği muhakkak ama haliyle doğal adayları Mustafa Akıncı'nın Cumhurbaşkanlığı sürecini netleşmesi beklenecek.

UBP için ayrı bir yazı yazmak gerekir ama yine de buradan Cumhurbaşkanlığı seçimi bağlamında birkaç kelam etmek gerekir. UBP'de henüz kendi doğasıyla Cumhurbaşkanlığı'na yürüyecek bir aday yok. Genel Başkan Ersin Tatar'ın özellikle Başbakanlık rüyasının gerçekleşme arifesinde buna sıcak bakmayacağını biliyoruz. UBP'de kim aday olur ya da kim desteklenir sorusu, önümüzdeki günlerde çok tartışılacak bir konu gibi duruyor. Bu konuda UBP tabanında kati birkaç farklı kırmızı çizgi olduğunu biliyoruz.

Anlayacağınız Cumhurbaşkanlığı zili çalmış bulunuyor. Artık her şeyi o düzlemde değerlendirmek konuları anlamak bağlamında yararlı olacaktır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları