Eller poponun altından çıkınca

Yayın Tarihi: 20/06/19 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Özellikle kış aylarında ellerin üzerine oturmak, hassas olan ellerinizi soğuktan korumak için birebir bir yöntemdir. Ancak eller poponun altında hapsolmuş olduğundan herhangi bir işlevi mümkün kılmıyor haliyle. Yani ellerin üşümesini önlemek için yapılan bu elleri poponun altında muhafaza etme eylemi, sadece ve sadece el sıcaklığının değişmesini önler. Ancak eller bu durumda yemek yemek, kafa kaşımak, selam vermek, bir şey almak ya da vermek gibi işlevlerini yerine getirmesi mümkün değildir. Rahat bir oturuş şeklidir. Ama elleri sıcak tutmaktan başka bir işe yaramaz.

Genel itibarıyla hükümet, özelde ise Dışişleri Bakanlığı, sağlam bir tahminle Türk Dışişleri'nin de istişaresiyle, KKTC'nin ellerini poposunun altından çıkarmış bulunuyor.

45 yılı aşkındır eller sıcak ama bir arpa boyu bile yol alınmayan ve her noktada bizi mahcup eden Maraş konusuyla ilgili bir hareket başlıyor.

Sevindirici bana göre. Ezber bozan bir yaklaşım.

Artık başımızla gözlerimizde değil, ellerimizle selam verip tokalaşacağız, gerektiğinde ayağa kalkıp ellerimizle tokat bile atabileceğiz. Evet eller biraz üşüyecek belki. Ya da nasırlaşacak. Hatta sıcaktan yanacak ama en azından armut gibi oturup gelen geçenin bize Maraş üzerinde laf sokmasına, dava yürütmesi, ya da en basitinden her siyasi oluşumun siyaseten işine geldiği gibi Maraş'ı kullanıp malzeme yapması olanağı ortadan kalkmış olacak.

Önce Maraş'ın ne olduğu tespit edilecek.

Kaç ev, kaç daire, kaç otel, ne kadar arazi. Sonra bunlar kimin.

Vakıfların ne kadar var. Kıbrıslı Rumların ne kadar malı oralarda kaldı. Kıbrıslı olmayanların neydi var neyi yok.

Bunlar gerçekten yıkıldı mı, yoksa tadilatla yeniden hayat bulur mu?

Altyapısı ne durumdadır.

Kaça patlar bu iş.

Şimdiye kadar hep tahmin ve gevezelik.

Kimileri "hepsi vakıfların" dedi. Kimileri "vakıfların hiçbir şeyi yok" dedi. Kimileri yüzde 60 oranında Maraş'ta vakıfların malları var" dedi. Bu başlatılan hareket ve envanter çalışması tüm bu soruların yanıtını netleştirecek ve vakıfların haklarının statükonun bozulmaması uğruna heba olup gitmesinin önüne geçecek.

İşin başka güzel tarafı şu.

"Açtık veriyoruz", "Açarız haaa!" , "Fotoğraf mı çektin hadi kodese" , "Türkler işgal etti, hayalet şehre çevirdi" laflarını bir süre sonra duymamaya başlayacağız.

Kudret Özersay, "Hedef Maraş'ı kademeli olarak sivil hayata dahil etmek" diye bir laf etti Haber Kıbrıs'tan Hüseyin Ekmekçi ile Mete Tümerkan'ın sorularına karşılık. Bu da ciddi şekilde üzerinde durulması gereken bir şey.

Özellikle "kademeli" kısmı. Maraş'ın küçük bir "starterkit" olarak başlayacağı kademeli ilerleme sürecinin belki de Kıbrıs sorunun kapsamlı çözümü için de bir yöntem olabileceği ile ilgili zaten söylemleri vardı Dışişleri Bakanı'nın.

Yine aynı canlı yayında, bu atılımın Kıbrıs Türklerini uluslararası hukuka bir adım daha yaklaştıracağını söylüyor.

Ayrıca bu açılımın Maraş üzerindeki ölü toprağını kaldıracağını ve eski sakinlerle, aralarında Vakıflar'ın da bulunduğu hak sahiplerinin ilgisinin bir çıkmaz olan Maraş ile ilgili bir canlılık getireceğini de ifade etti.

Bu canlılık bile elleri poponun altından çıkarmak için yeterli bir sebep bence.

Üzerinde oturmayıp özgür kıldığım ellerimle alkışlıyorum.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları