Hey! sakin olun, tamam mı?

Bu lafı yabancı filmlerin Türkçe dublajlı hallerini izlerken çok duyuyorduk bir zamanlar.

Bunun yanı sıra, “Biri bana burada neler olduğunu anlatabilir mi lütfen” ya da; “Hey dostum. Sorunun ne senin” gibi replikler aklıma geldikçe gülümsetiyor.

Haftasonu başlarken fiili bir gerçekliğe dönüşen Geçitkale Havalimanı’nın Türk Silahlı Kuvvetleri’nin İHA ve SİHA operasyonları için kullanılması durumu sonrasında gösterilen tepkiler ve yorumların bazıları için bu dublaj repliklerini teker teker kullanmak istedim.

“Hey sakin olun tamam mı” demek istediklerim arasında, adanın savaş alanına dönüştüğünü düşünen, çözümün bulunması ve Kıbrıs’ın askersizleştirilmesi gerektiğini düşünen federal çözümün yılmaz destekçileri var.

Aslında Güney Kıbrıs’ın İsrail’den aldığı ve sayısı net olmayan insansız hava araçlarının karşılığında Türkiye’nin adaya İHA’larını konuşlandırması, bana göre Kıbrıs’ı çözüme daha da yaklaştıran birşey oldu.

Gerginlik var mı? Var. Silahlı çatışma tehdidi var mı? O da var.

Böyle bir durum büyük oyuncuların işine gelir mi? Asla gelmez.

Kıbrıs’ta çözüm olması için birilerinin bir yerlere baskı yapması gerekiyor mu? Tabii ki evet.

Gerginliklerin, hatta sıcak çatışmanın asla olmamasını isteyen büyük şirketlerin büyük ülkeleri bunun yaşanmaması için de gereğini yapacaklardır diye düşünüyorum ve “Hiçbir şey daha kötüye gitmeden daha iyi olmaz” prensibinden hareketle, bu yaşananlardan dolayı tek yol federasyon diyenlerin mutlu ve umutlu olması gerekir derim.

“Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi” diyenlerin de bu durumdan mutlu olduğunu söylememe bile gerek yok sanırım.

Rumlar İHA alarak dengeyi bozuyorsa, Türkiye bu dengenin aleyhimize dönmesine izin vermez. Bundan da büyük etkin ve fiili garanti olur mu?

Meclisteki siyasi partilerin neredeyse tümünün bu durumun olmazsa olmaz olduğunu söylediklerini ya okudum ya da dinledim.

Orada da sorun yok.

Cumhurbaşkanı’na nizami bir şekilde bilgi verildiği özellikle basın açıklamalarından ve demeçlerde belirtildi. Sayın Cumhurbaşkanı’ndan da bu konuda menfi bir açıklama gelmedi. Geleceğini de düşünmem.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı bu duruma alkış tutmaz belki ama az önce ifade ettiğim gibi, Akıncı’nın da Rum liderliğinin bir şekilde üzerinde baskı hissetmezse masada arzu edilen esnekliği göstermesi pek olası değil.

Dışişleri Bakanı Kudret Özersay ile Cuma gecesi boyunca yaptığım sohbette ve bugün okuyacağınız Levent Kutay ile yaptığı söyleşide durumun hangi ciddiyette ele alındığı ve ne kadar zaruri bir durum yaşandığı güzel bir şekilde açıklanıyor.

Kıbrıs Gazetesi baş yazısında hükümetten gelen açıklamaları yadırgadığını ifade etse de kamuoyunun doğruyu bilmesi ve bu doğrunun arkasında kamuyou olarak durması bence önemli.

Hazır Kıbrıs Gazetesi demişken, Geçitkale Havalimanı’nın işletme hakkını elinde bulunduran ve bu durumdan kişisel olarak zarar gören Asil Nadir’in bile gazetesinin başyazısında, faaliyetlerin hayırlı olmasını dilemesi de önemlidir bence.

Sonuç olarak, Başbakan kararlı, Dışişleri Bakanı bilinçli, Cumhurbaşkanı erdemli, askerler ne yapacaklarını biliyor. Muhalefet mantıklı, Federasyon karşıtları mutlu, federasyoncular gergin ama umutlu ve bütün dünyanın gözü buralara dönmüş durumda. Bundan iyisi can sağlığı bence.

O yüzden diyorum ki, “Hey sakin olun tamam mı?”