Yok, tepemize çıkmalarını bekleyecektik...

Yayın Tarihi: 17/12/19 07:00
okuma süresi: 4 dak.

UBP-HP Hükümeti’ni birçok konuda eleştirebilirim.

Eleştirmişliğim de vardır. Hem de en sertinden.

Ancak hakkını haklıya teslim etmezsek haksızlık yapmış oluruz diye düşünüyorum.

Güney Kıbrıs’ın İsrail ile yaptığı İHA anlaşması sonrasında hükümetin süreci doğru yönettiğini düşünüyorum. Hem alınan karar hem de karar sonrasında kamuoyunu bilgilendirme aşamalarında gerçek bir hükümet ve gerçek bir dışişleri gibi davranmışlardır.

Başbakan Ersin Tatar’ın ülkenin önemli medya kuruluşlarından birini seçim öncesi karşısına almak pahasına, “Bu milli bir meseledir bunun karşısında kimse duramaz” şeklinde kararlılığı ile Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın kamuoyunu bilgilendiren ve bu konuda öncesinde ciddi bir çalışmışlığın olduğunu ortaya koyan demeçleri bana göre son derece önemli ve yerindeydi.

Hareketin kendisi de önemli tabi.

Özersay, “dengenin aleyhimize dönmesine izin veremezdik” dedi bizim Levent Kutay’a. Son derece haklı.

Sessiz ve eylemsiz kalıp, tepemize çıkmalarına izin mi verecektik. Tabi ki hayır.

Burada Türkiye ile iyi ilişkilerin ne denli önemli olduğunu da anlamış olduk bir kez daha.

Düşünün Türkiye ile bu istişare ve işbirliğini yapabilecek bir erkimizin olmadığını.

Pek eleştiren yok ülkede bu İHA durumunu ancak tek tük eleştirenlere de ben ruh halimi anlatayım.

Ben kendimi daha güvende hissediyorum. Rumlarla İsrailliler üzerimde fink atarken, benim sessiz bir şekilde kaderime razı bir şekilde bekliyor olmak, beni rahatsız ediyor. Türkiye’nin bu konuda imkanları varken, bunları bizim kullanmamız zaten aptallık olurdu.

Güney Kıbrıs, İsrail ile bunu yapıyorsa, KKTC olarak bunu bizim Türkiye ile yapıyor olmamızın ne sakıncası olabilir diye düşünmekten yorulmama rağmen bulamadım.

“Biz uyurken Türkiye talep edip geldi” demek de doğru olmaz.

Özersay’ın demeçlerinden bu konuda Dışişleri’nin ve hükümetin uyumadığını net bir şekilde anlıyoruz. Bu arada anladığımız bir başka şey, kangren hale gelmiş Geçitkale Havaalanı’ndaki statükonun kırılması için gerekli hukuki altyapı için bu süreçte bir çalışma yapılmış görünüyor.

Bu konuda çalışma yapanın ve formül bulanın Özersay olduğunu da söylemeye gerek yok sanırım.

Kısaca ifade etmek gerekirse:

Güney Kıbrıs, İsrail ile İHA anlaşması yaparken, daha fazla tek taraflı sondaj için arayışlar içindeyken, bir küçük kızın kökeninden dolayı ödülünü alması için Güney Kıbrıs’a geçişine izin vermeyip, tam anlamıyla bir Berlin Duvarı uygulaması yaparken, bu tarafta proaktif politika üretenlerin bulunuyor olması, “sözüne söz arşınına bez” yaklaşımı içerisinde olanların bulunduğunu görmek güzel ve rahatlatıcı.

Karşı tarafın dilediğini yapması ve karşılığında da “aman müzakerelere zarar vermeyelim” denerek hiçbir mütekabil hamle görmemesi olacak iş değildi zaten. Yok,Tepemize çıkmalarını bekleyecektik sessizce...

Tatar ve Özersay, bugün için sizi kutlarım. Yarın bakarız…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları