Tatar kendinden başkasını dinlememeli

Yayın Tarihi: 06/01/20 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Eskiden Türkiye ekonomik protokolün imzalanması konusunda hazır ve ısrarcı olur, bizimkiler gerek sendika baskısı gerekse de parti meclislerinden doğacak tepkiler esaslı endişelerle ya da acı reçeteye imza atacak hükümet olmama adına tabiri caizse kıvıran taraf olurdu.

Düşünüyorum da şu sıralara UBP-HP Hükümeti protokolü imzalamaya dünden razı, her şeyi de hazır etmişler, hatta gelecek ekstra taleplere de direnmeden imza koymaya hazır oldukları halde bu sefer Türkiye tarafında şu ya da bu nedenden dolayı imzaya yanaşamıyor görüntüsü var.

Şu ya da bu neden ne olabilir diye kafa patlattım biraz hafta sonunda.

Düşünüyorum da acaba Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucunu mu bekliyor?

Öyle ya, protokole imza koyacak kişi Başbakan Ersin Tatar.

Nisan’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ulusal Birlik Partisi’nin muhtemel Cumhurbaşkanı adayı da Ersin Tatar. Kazanması durumunda Başbakanlık görevini devredecek ve Ulusal Birlik Partisi’nde şimdiden başlayan “Tatar’dan sonra kim Genel Başkanlık koltuğuna oturacak” kavgasının galibi bu protokolün muhatabı olacak.

Kimlerin bu işe erken erken soyunduğunu buradan yazacak değilim. Onlar da dünya alem de kendilerini biliyor zaten.

Türkiye’deki yetkililer, protokole imza koyan Tatar’ın seçim sonrası kazanması durumunda Başbakanlık koltuğunun terk edilmesi sonrasında oluşacak durumu öngöremedikleri için mi çekingen davranıyorlar bilemedim doğrusu.

Ersin Tatar’ın kazanamaması durumunda, şimdiden altını oyan UBP içindeki İrlandalıların “demokrasi” diyerek yapacakları kalkışmanın bastırılıp bastırılamayacağını kestiremiyorlar mı?

Ocak ayı ortasında imzalanması talep edilen Ekonomik İşbirliği Protokolünden ayın 6’sı olmasına karşın herhangi bir ses çıkmaması neye delalettir bilemiyorum.

Ancak tahmin ettiğim gibi ise ve Türkiye, Nisan’daki Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında oluşacak durumu görmek için bekliyorsa, “işimiz iş” diyebilirim.

Eğer komplo teorim doğru ise ve bir Tatar zaferi gerçekleşip, peşi sıra kanlı bir UBP Genel Başkanlığı yarışı başlarsa, 2020 bütçe yılı Türkiye katkısı gerçekleşmeden tamamlanır demek yanlış olmaz.

Ha Eğer Tatar, UBP içindeki İrlandalılar’ın ihanetine uğrar ve yarışı kaybederse, aynı İrlandalıların başlatması muhtemel kalkışma yine kaçınılmaz olur ve yine Türkiye, protokol bağlamında kiminle muhatap olduğunu bilmediği bir ortamla karşı karşıya kalır.

Bence Ersin Tatar, “partim ne istiyorsa onu yapacağım” yerine “Ben doğru olan neyse onu yapacağım ve partim lideri olarak kararıma saygı duyup uymak durumunda” diyerek Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda kararını vermeli.

Bin bir hesap peşinde olanların örgütlediği bir kararın ona empoze edilmesine izin vermemeli, adaylık kararını Partinin lideri olarak kendi vermeli ve Başbakanlık ile Cumhurbaşkanlığı arasında, “hangi makamda ülkeme daha faydalı olurum” dürtüsüyle tercihini bir vatansever olarak yapmalı. Üzerinde baskı hissetmeden, bir lider edasıyla bunu önümüzdeki günlerde düşünmeli ve karar vermeli diyorum.

Ersin Tatar aday olsun ya da olmasın telkini değil bu sakın yanlış anlaşılmasın. Olursa güçlü bir aday olur ve kazanma şansı elbette ki var.

Bu sadece Ersin Tatar’ın, kimsenin etkisi altında kalmadan resmin büyüğüne bakarak karar vermesi çağrısıdır.

Çünkü gördüğüm kadarıyla partisi içerisindeki samimiyetsizlik hiç olmadığı kadar büyük.

O nedenle Tatar kendinden başkasını dinlememeli diyorum.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları