Türkiye’nin Kıbrıs politikasını oyun hamuruna çevirmek

Yayın Tarihi: 27/02/20 07:00
okuma süresi: 6 dak.

Yeni bir söylem var ya, “KKTC Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin Kıbrıs politikasını şekillendirmeli” diye.

Öyle olmalı tabii ki ve de yakın bir geçmişe kadar da öyleydi. Bunu söyleyenlerin, bunu yeni bir şeymiş gibi söylediklerini düşünmek istemiyorum ve de şuan içinde bulunduğumuz vaziyeti tarif etmek için söylemişlerdir diye ümit ediyorum.

Bütün KKTC Cumhurbaşkanları, Türkiye’nin Kıbrıs politikalarını şekillendirmeyi ve alınacak kararlarda edilgen değil, etken olmayı başardılar.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı hatırlayın. O kadar etkiliydi ki neredeyse Türkiye’nin Kıbrıs harici dış politikasında da gayrı resmi söz sahibiydi.

Ardından Mehmet Ali Talat geldi.

Türkiye’nin Kıbrıs politikalarını şekillendirmeye daha Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmadan, Başbakanlık’ta iken başlamış ve başarılı olmuştu. Annan Planı döneminde Talat ile Erdoğan’ın birlikteliğini ve siyaset birliğini hatırlayın.

Ardından Derviş Eroğlu Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu.

11 Şubat Belgesi, Kıta Sahanlığı Anlaşması… Yanı başında Kudret Özersay ve karşısında Ahmet Davutoğlu bulunan Eroğlu, Türkiye’nin Kıbrıs politikalarına şekil vermeyi başarmıştı.

Sonra 2015 yılı Nisan ayında Cumhurbaşkanlığı’na Mustafa Akıncı geldi.

Farklı bir liderdi. İlk gün kardeşlik - yavruluk mevzuunda biraz atıştılar ancak sonra siyam ikizi haline geldiler.

Bana göre Akıncı, Türkiye’nin Kıbrıs’a bakış açısına ve uyguladığı politikalara en fazla etki eden Kıbrıs Türk lideri oldu.

Çarpıcı bir örnek vereyim de ne demek istediğimi anlayın…

Akıncı'nın meşhur “2016 yılına kadar Kıbrıs’ta bir çözüm bulunursa bulunur. Bulunamazsa bundan sonra başka şeyler konuşulur” diyerek ‘set ettiği deadline’a gelinceye kadar, Türkiye hükümetleri KKTC hükümetlerine burada yaşayan yurttaşlarının vatandaş yapılması konusunda baskılar yapıyordu.

Her ziyarette, “Neden bizimkileri vatandaş yapmıyorsunuz” diye gelen sorulara yanıt veremeyen siyasilerimizin imdadına Mustafa Akıncı yetişmiş ve 2004 referandumunda oy kullanan ve BM listesine giren TC kökenli KKTC vatandaşlarının çözüm olması halinde elde edecekleri AB yurttaşlığının, listenin şişmesi durumunda sorgulanmaya açılacağı konusunda Erdoğan’ı ikna etmiş ve Erdoğan 2016 sonuna kadar vatandaşlık talep edilmemesi talimatını vermişti.

“Ben Güzelyurt’u vermem” diyerek Eroğlu ile helikopterden baktığı Güzelyurt’u, taviz olarak masaya sürmekten vazgeçen Erdoğan, Akıncı’nın liderliğinde harita teatisine kadar gitmişti.

Daha örneği çoktur Akıncı’nın Türk siyasetini Kıbrıs konusunda şekillendirdiği.

Bir şekil verme durumu daha ise az önce sözünü ettiğim, “2016 sonuna kadar olursa olur olmazsa ‘başka bir şey’ konuşuruz” dediği o ‘başka bir şey’ konusunda Türkiye’yi ikna eden yine Akıncı değil miydi?

O ‘başka şey’, AB içinde iki devlet mi yoksa müzakere edilmiş bir ayrılık mı onu bilemem ama Türkiye tarafı Akıncı’nın yönlendirmesi ile tek çarenin iki bölgeli, iki toplumlu, siyasal eşitliğe dayalı, Türkiye’nin garantisinin bulunduğu federal çözümden, ‘başka bir şey’e dönüştüğünü biliyoruz.

Araya giren diğer zirveler sürecin 2016 sonrasına sarkmasına neden oldu ancak tarih biraz kaydırılsa da ‘deadline’ oradaydı.

Akıncı’nın verdiği ve Türkiye’nin benimsediği ‘deadline’ ve sonrasında konuşulacaklar kayıtlara geçmişti.

Sonra 2020 seçimleri yaklaştı. Halka çözüm umudu vadetme ihtiyacı hasıl oldu ve Akıncı, bu mutabakattan vazgeçti.

Binali Yıldırım Başbakan olarak adaya geldiğinde, Akıncı yeni bir şekillendirme ile eski şekle dönmek istedi. Yıldırım,  “Federasyon dahil her şey masada olsun” dedi ve kısmi bir şekillendirmeye açık olduğunu işaret etti.

Ancak Akıncı, Ortodoks Federalistleri kırmamak adına onu da reddedip, ‘tek yol federasyona’ döndü.

Türkiye’nin Kıbrıs politikasını şekillendirmekle ilgili liderlerimizin hiçbirinin bir sorunu olmadı ancak koskoca Türkiye’nin Kıbrıs politikasını oyun hamuruna döndürmeye çalışırsanız, orada sıkıntı çıkar. Yaşanan da budur bence.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları