Bir yurttaş daha ne ister?

Yayın Tarihi: 13/03/20 07:00
okuma süresi: 5 dak.

İnsanın, yaşadığı ülkede görevdeki hükümetin gerektiğinde gözünü kırpmadan radikal ve ciddi kararlar alabileceğini görmesi güzel bir duygu.

Evet, güzel bir olay nedeniyle olmadı bu karar alma süreci ama insan devletin varlığını hissedince biraz daha güvende olduğu hissine kapılıyor.

Alınan kararlar şaka değil.

Birçok çevrenin de canını yakacak cinsten ama kararlar doğru ve yerinde.

Yağış adlı gencin İtalya’dan paylaştığı video hepimize ve belki de hükümete ışık tuttu bence.

İtalya’nın ve İtalyan halkının işi ciddiye almaması sonrasında yaşanan gelişmeleri ve Avrupa’nın ortasındaki bir ülkenin neredeyse Koronavirüs konusunda virüsün yayılmaya başladığı Çin ile birlikte anılıyor olması, tedbirsizlik ve vurdumduymazlığın bir sonucudur. İtalyanlara benzer karakteristik özelliklere sahip Kıbrıs Türk halkının hükümetinin kapı kapatmak, 23 ülke vatandaşlarının girişini engellemek, yurttaşların ülkeye girdikten sonra evde karantina altında tutulmaları gibi önlemleri ciddi ve Dünya Sağlık Örgütü’nün emrettiği gibi agresif.

Demek ki kararlı olup, doğru kararlar alınca olabiliyormuş.

Bakın sosyal medyada çıt çıktı mı?

Herkes kararların önünde, “Otorite böyle diyorsa boynumuz kıldan ince” diyor.

Hatta tahsildeki evlatları İngiltere’den bugünlerde gelecek olanlar, “Gelsin de 14 gün evde otursun tabii” diyor. Bu anlayış varken, onların evlerinde kalmayıp dışarıda gezecekleri ile ilgili endişe de ortadan kalkıyor.

Toplumsal seferberlik böyle bir şey işte.

Bir yurttaş ve aile babası olarak alınan tedbirlerden memnunum ve kendimi iyi hissediyorum.

Başımıza bir hal gelecekse de, “Devlet elinden geleni yaptı. Ama napalım kader” diyebileceğim rahatlıkla.

Kapıların kapatılması meselesi birçok açıdan bakılması mümkün bir karardır tabii ki.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Bakanlar Kurulu’na başkanlık etti ancak kendi başkanlık ettiği Bakanlar Kurulu’nun kapılar konusunda aldığı kararı eleştirdi.

Demek ki kurula gerçek anlamda başkanlık etmedi ve sembolik olarak oradaydı.

Bakanlar Kurulu’na başkanlık ederken, alınan kararlar da başkanlık edenin de kararları olmaz mı? Yoksa ben mi yanlış biliyorum?

Sonuçta kapıların bir süreliğine kapatılması kararı bana göre doğru. 23 ülkeden gelecek insanların gelmesini yasaklarken, kapıların tümünü açık tutmak zaten saçma olurdu. Açık tutulan kapılar da zaruri olarak geçecek olanlar için sanırım.

Cumhurbaşkanı, “Tek taraflı kapatmamalıydık” gibisinden konuşurken, söylediklerine katılıyorum. Tek taraflı bir kararla kapatmamalıydık. İki Toplumlu Sağlık Komitesi karar vermeliydi. Ancak Anastasiadis’in öncesinde kapattığı kapılar da aynı şekilde kapatılmadı mı? İki yanlış bir doğru etmez mi? Etmez elbette. Ama bir doğru bir yanlışı da götürmüyor ne yazık ki.

Sonuçta tedbirler yerinde ve ben uzun zamandır ilk kez bir soruna karşı sert ve ciddi önlem alan bir hükümet kararlılığı gördüm. Ana Muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın da, “Her türlü desteğe hazırız” açıklaması ile “Cumhurbaşkanı’nın Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmesi yerinde” ifadeleri de ana muhalefetin de sapasağlam orada olduğunu bana hissettirdi.

Bu süreçle ilgili endişelerim azalmış durumdadır. Kapı gibi hükümet ile kapı gibi ana muhalefet toplum için siyasi bedel ödemeye hazır. Bir yurttaş daha ne ister?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları