Gelişlere artık bir 'dur' diyelim

Yayın Tarihi: 09/04/20 09:41
okuma süresi: 5 dak.

Yurtdışında eğitim gören gençlerin, İngiltere ya da başka ülkelerde kısılan yurttaşların ülkeye geri dönüşleri ile ilgili süreç artık tamamlansın lütfen. Hem de mümkünse hemen.

Bu Koronavirüs belası başımızda dolaşmaya başlayalı bir ayı geçti. Bu arada gelmek niyetinde olanların gelmeleri için oldukça bol fırsatlar ortaya kondu.

Geldiler, karantinaya alındılar, birçoğu da bu süreçleri tamamlayıp normal hayata, yani bizim yaşadığımız sınırlı hayata, döndüler.

Bildiğim kadarıyla bugün yarın ayarlanmış sefer ya da seferler var. Gelecek olanlar belli, kalacakları yerler belli.

Ama artık dursun.

Dursun ki, Sağlık Bakanlığı ve bu konuda çalışan kurullar ile ekipler, gelenlerin karantina ve testleri ile değil, artık rastgele testler ve başka önlemlerle bu işin üstesinden gelmek için efor ile kaynak konsantre edilebilsin.

Sürecin ta başından bu konuda doğrudan ‘Gelmesinler’ tavrı takınanlar oldu. Hiç prim vermedik.

‘Evlattır. Candır. Bizim insanımızdır. Gelmek istiyorsa gelmeli’ dedik ve gelmesin diyenlere karşı durduk.

Ancak bunun da bir sınırı olması gerekir.

Bir çizgi çekelim diyorum.

Ve artık başka charter sefer ayarlanmasın. Bir aydır yurtdışında olan ve bu süre içerisinde gelmeyi gerekli görmeyenler, artık oldukları yerde kalmalarını salık verelim diyorum.

Başka türlü bu illetle mücadelemiz bitmeyecek.

Başka türlü normal hayata dönme olasılığımız olmayacak çünkü.

Normal hayat derken de, Kapılar açılsın, uçaklar başlasın demiyorum. Yine kontrollü bir şekilde ama işyerlerinin sınırlı bir şekilde açılacağı, ekonomi çarklarının çok düşük hızlarla, kapalı devre bir şekilde dönmeye başlayacağı bir modele geçme ihtimalimiz için artık dışarından gelecek olanlarla ilgili operasyonun durması lazım diyorum.

Bugün gelecek olan bir kafile, iyi ihtimalle 24 Nisan’a kadar sağlık çalışanlarımız ve ekiplerimizi savunmada tutacak. Yayılırsa sağlık altyapımız nasıl baş edecek endişesi ile defansif bir stratejide tutacak.

Halbuki ihtiyaç olan yeni vaka sayısının düşük seyrettiği, hatta tercihen bir süre sıfır seyrettiği bir sürece girilmesi ve artık defansif değil, ofansif bir stratejiye geçilmesi.

Sağda solda kalmış semptomsuz taşıyıcıların tespit edilmesi için bol bol testlerin yapılması. Yani sağlık sisteminin defansta kalması değil, atağa geçmesi gerekir.

Atağa geçip rastgele testlerle taşıyıcılar varsa tespit edip tecrit edilmeleri ve ülkedeki durumun net tespitinin sağlanmasıdır. Dışarıdan geliş gidişlerin de olmadığı izole bir ülkede de bunu başarmak ve çıkan sonuçlarla baş etmek mümkün.

Ama sürekli olarak, uçak seferleri organize edip, ‘Hade ben de gideyim’ keyfiyetiyle hareket edenleri ülkeye getirmek bu çalışmayı aksatacağı gibi bize ne getireceğini kestirmek mümkün değil.

Evet gelecek olanlar bizim insanımız. Ama gelmek için bir aydan fazla süreleri vardı. Uçuşlar durmadan önceki iki haftada gelen öğrenci sayısı o kadar çok ki inanamazsınız. Kapılar kapandıktan sonra özel uçaklarla gelenleri zaten biliyorsunuz.

Rum tarafı ‘gelmeyin artık’ diyor. ‘Ben size olduğunuz yerde destek olacağım’ diye mesaj veriyor. Almanya, ‘olduğunuz yerde kalın. Karantina süreniz bitsin. Ölen ölsün kalan gelsin’ dedi.

Biz kadirşinaslık yaptık ve insanlarımızı getirttik. Ama buna bir son vermek bir yerde çizgiyi çekmek zorundayız. Yoksa bu illetle baş etmemiz mümkün olmayacak.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları