Ben böyle demokrasi istemem

Yayın Tarihi: 28/10/20 07:00
okuma süresi: 6 dak.

‘Ay ne kadar demokratik’ demezler mi dışarıdan bakanlar ifrit olurum. Neymiş efendim, bizde karma oy varmış ve partilere bağlı kalmak zorunda değilmiş seçmen.

‘Çok demokratik’. Bizde seçim barajı yüzde 5 olduğu için küçük partilere oy verenlerin de temsil edilmesi sağlanıyor ve mecliste çok seslilik oluyormuş.

Elimizin körü oluyor.

Seçimlerin demokratik ortamda yapılıp yapılmadığı şeklindeki kısır tartışmaya dalmadan önce, şunu tartışsak ve değişsek diyorum artık.

Seçim barajı derhal yüzde 10’a çıkarılmalı ve karma oy denen saçmalık da artık tarihe karışmalı diyorum.

‘Ne kadar antidemokratik. Yüzde 1 ya da 2 oy alan partilere oy verenler mecliste temsil edilmeyecek mi?’ diyenleri duyar gibiyim.

Yüzde 5 ya da 6 hatta 7-8 alanlar temsil ediliyorlar mı ki, yüzde 1 ya da 2 alanlar temsil edilsin.

Şimdiki Meclise bakın mesela.

Demokrat Parti, Yeniden Doğuş Partisi ve Toplumcu Demokrasi Partisi Mecliste temsil ediliyor mu sanıyorsunuz? Edilmiyor.

Çıkardıkları vekil sayısı o kadar düşük ki Mecliste grupları bile yok. Meclis grubu oluşturamayınca da yasaların yapıldığı asıl yer olan komitelere üye veremiyorlar. Yani yasama çalışmalarına katılımları genel kurulda her şey olup bittikten sonra parmak kaldırıp kaldırmamaktan ibaret. Bir iki de konuşma. Alın size temsiliyet. Temsiliyet mi bu? Değil.

Küçük kalmak konusunda ısrarlı partiler, kendi kendilerini feshedip, büyük partilerin içerisinde bir grup oluşturup orada mücadelelerini sürdürsünler diyorum.

Bu ülkenin istikrara, tek partili uzun süreli iktidarlara ihtiyacı var artık.

Bunun için güçlü siyasi partiler lazım. 50 kişilik mecliste de partilerin güçlü olabilmesi için sayısının az olması gerekir. 50 kişilik bir Mecliste 6 siyasi partinin vekili var. Çok parçalı yap boz gibi.

Bu durumdan demokrasi değil, çıksa çıksa maskaralık çıkar. Öyle de olmuş zaten.

2 Milletvekili ile Meclise girsen ne olur? Ya da 3.

Bizim Artun Çağa bu konuyu konuştuğumuzda şöyle ütopik bir örnekle karşıma çıkar hep.

Efendim, seçim barajı yüzde 10’a çıkarsa, 10 parti seçime girerse, partilerin 9’u yüzde 9 oy alır diğeri de yüzde 19 oy alırsa, yüzde 19 ile 50 milletvekili çıkarmış olur ve toplumun yüzde 81’i temsil edilmemiş olurmuş.

Matematiksel olarak doğru belki ancak aynı ütopik mantıkla 10 partinin yüzde 10’ar oy alıp beşer milletvekili ile temsil edildiklerini düşündüğünde de hükümeti kurmak için 6’lı koalisyona ihtiyaç duyulacak ve emin olun ki ayda bir koalisyon hükümeti bozulup başka bir varyasyon ile yeniden kurulacak. Tam çok parçalı yapboz.

Karma oya hiç girmiyorum. Kişileri partiler üstü bir konuma getiren ve siyasi partileri güçsüzleştiren bir başka unsur. Derhal kalkması lazım bana göre.

Özellikle herkesin herkesi tanıdığı böylesine küçük bir ülkede, siyasi partiler ve ideoloji dediğimiz ama unutmaya yüz tutulan şeyin başlıca katili bu karma oy sistemi değil de nedir?

UBP, Genel Başkanını seçecek. Birçoğunun manifestosunu dinledik, dinlemeye devam edeceğiz. Hiç kimse sistem değişikliği, ya da en azından seçim sistemi değişikliğinden söz etmiyor. Bu bana göre endişe vericidir. Çünkü barajı yükseltebilecek karma oyu kaldırabilecek kudret, UBP ile CTP mutabakatı ile mümkün olur ancak. Küçük partiler buna elbette karşı çıkacak. Çünkü baraj yükselince, onların yok olma ihtimali de yükselecek.

İngiltere’deki gibi ya da Amerika’daki gibi iki kutuplu bir siyasi arena lazım bize. Seçimin vaktinde yapıldığı, muhalefetin muhalefet, iktidarın ise iktidarlığını bildiği, istikrarlı ve uzun süren hükümetlerin ülkeyi yönettiği, küçük siyasi grupların da kendilerine uygun büyük partiler içerisinde mücadelelerini sürdürdükleri yeni bir yapı. Üstüne üstlük Başkanlık sistemi gibi Anayasa değişikliği gerektiren bir süreç de değil bu. Kaldı ki Başkanlık sistemine geçilse bile, yasama organının sağlıklı çalışabilmesi için yine bu şart.

Eskisi kadar demokratik olmayacak mı? Olmasın zaten. Ben böyle demokrasi istemem.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları