Meyhaneciler mağdur, müdavimleri daha mağdur

Yayın Tarihi: 24/01/21 08:00
okuma süresi: 5 dak.

Pandemi nedeniyle birçoğumuz son derece ciddi sorunlar yaşıyoruz. Kimisinin ekonomik kimisinin ise sağlıkla ilgili yaşadıkları var. Bunlarla mücadele konusunda elimizden geleni yapmak durumundayız ama bir başka sorun daha var ki üzerinde durmak şart.

Kıbrıs’ımızın en önemli eğlence mekanlarıdır meyhaneler. Kültürümüzün önemli bir parçasıdırlar. İş görüşmelerimizden, doğum günü kutlamalarımıza kadar bütün seçilen mekanlar meyhanelerdir. Romantik yemeklerimizi bile meyhanede yeriz. Kadınlarımızı da bu kültürün parçası ve onlar da en az bizler kadar meyhanelerde zaman geçirmeyi seviyor.

Erkeler ayrı çıkar, kadınlar ayrı. Bazen hep birlikte gidilir. Bazen ailecek.

Pandemi hayatımıza girip meyhanelerin kapanma saati 21.30, sonra da 22.00 olunca bugün üzerinde duracağım sorun baş gösterdi.

Yanlış anlaşılmasın. Haşa, şikayetçi değilim. Kapalı oldukları zamanı yaşadık. Allah o günleri bir daha göstermesin.

Ama o saatte de kapanınca sorun oluyor.

Düşünün eskiden meyhaneye gidilir. En erken giden 19.30’da. Sonradan katılan 20.00 ya da 20.30 masaya oturur. Mezeydi, etti. Meyveydi tatlıydı, yolluktu derken, muhabbetin dibine vurduğunuz için gece yarısını bulurdu masadan kalkmamız.

Arabanız balkabağına dönüşmeden eve gitmek için herkes birbirine işareti çakar. Masanın büyüğü, ‘Mal gararını buldu’ der ve hesap istenirdi.

Eve varış saati, gece yarısından birkaç dakika önce ya da birkaç dakika sonra olur. 23.00 gibi gidince de eve erken gitmiş sayılırdınız.

Sessiz sedasız eve girilir. Ev ahalisini uyandırmadan yatıp uyunur. Günün ve gecenin kritiği rakının etkisi geçince yapılırdı.

Masada konuşulanları ayıklama ve eşinize anlatılabilecekleri anlatma, anlatılmayacakları ise ‘masada konuşulan masada kalır’ prensibinden hareketle mental arşivinize gömme imkanınız olurdu.

Pandemi nedeniyle uygulamaya giren meyhane saatleri nedeniyle haliyle meyhaneye daha erken gitmek durumunda kalıyoruz.  Kış olduğu için 18.30 gibi meyhaneye gittiğiniz hava karanlık olduğundan vücut buna reaksiyon göstermez, masaya oturur keyifli keyifli muhabbete başlarız.

Allah muhafaza yaz olsa güneş taşı yakarken meyhaneye gitmek zorunda kaldığımızı düşünün.  Beterin beteri var yani.

Neyse 18.30’da oturup hesabı isteme anına kadar geçen süre aynı olduğu için sıkıntı duymuyoruz belki ancak 21.30’da kalkıp, sokağa çıkma yasağı sırasında sokakta kısılma korkusu sizi 22.00’de evde bulunma zorunluluğu geliyor.

Eve vardığınızda ise durum son derece değişik.

Düşünün eve geliyorsunuz, alışkanlık gereği anahtarı sessiz bir şekilde kapıda çeviriyor ve kapıyı açıp eve giriyorsunuz. Ayakkabılarınızı ses çıkarmasın diye tek tek ve dikkatli bir şekilde çıkarıp, usulca yerlerine koyuyorsunuz. Bizim Ulaş Barış’ın dediğinden ‘elektrikten sonraki en önemli icat olan Alka Seltzer dozunuzu almak için mutfağa doğru yöneldiğinizde bir de bakıyorsunuz ki, ev ahalisi, çoluk çocuk, kedi köpek herkes ayakta. Kimileri televizyon seyrediyor kimileri mutfakta akşam yemeğinin enkazını kaldırıyor, kimileri ise bilgisayarında uğraşıyor. Hatta bu süreçte meyhaneden döndüğümde evde misafirin bile varlığına tanıklık ettim.

Alkollü olmanın getirdiği ağırlığa ve vücudun içeriden ‘Hade yat hade yat’ diye mesaj göndermesine rağmen, sanki öğle saatleriymiş gibi oturup ev ahalisi ile zaman geçirmek durumunda kalıyorsunuz.

‘Oturmak bir yana, sohbete katılma zorunluğu da var. İşte vücut bu noktada isyan ediyor ama ses çıkaramıyorsunuz.  Masada konuşulanları, ‘anlatılabilecek’ ve ‘anlatılmamalı’ ayırımı yapma fırsatınız olmadan, ‘gecen nasıl geçti, kimler vardı’ sorularına maruz kalmak meyhanden dönen bir Kıbrıs Türk erkeğinin baş etmeye alışık olmadığı bir durumdur.

‘Sizinle uğraşamam ve konuşamam yatmam lazım’ dediğiniz anda bir sonraki meyhaneye gitme izninin prosedüründe sıkıntı çıkacağından onu da yapamıyorsunuz. O nedenle az konuşup sadece dinleme üzerine devam eden bir akşam sohbetine dahil olmak zorunda kalıyorsunuz.

Çözüm nedir? Herkesin aşılanıp meyhanelerin normal saatlerine dönmesidir.

Geçici çözüm nedir? Bu pandemi sürecinde eşleri sürekli beraberimizde götürmek ya da meyhaneden bir süreliğine vazgeçmek.

Vazgeçtim bunun geçici bir çözümü yok.

Pandemi bitsin diyorum be başka bir şey de demiyorum.

Kısacası meyhaneci mağdur evet ama meyhane müdavimi de mağdur.

Herkese iyi pazarlar.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları