Arıklı’nın söylediğini biz söylesek hapse atarlar

Ekonominin, Kıbrıs ağzıyla ifade edeyim, zarıncadığı bir ortamda ekonomiden sorumlu kişi, Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Erhan Arıklı, bankaların tam takır kuru bakır olduğunu ifade etmiş, 'battık gittik, mahvolduk' söylemlerine, çözüm bulması gerekirken, katılmış.

Moral ve motivasyonu bozduğu yetmiyormuş gibi, hasbelkader ekonominin başındaki kişi olarak bunu söylemesi özellikle bankacılık sektöründe deprem etkisi yarattı.

Hem de devletin tahvil çıkarıp para toparlamaya çalıştığı bir dönemde.

Allah'tan söylediklerinin hiçbir tutar tarafı yok ve gaza gelmiş olmanın verdiği etkiyle ağzından çıkmış bir ifade olduğunu biliyoruz. Bankacılar ve banka sektörünün önde gelenleri ile yaptığımız sohbetlerde.

Allah'tan borsamız ve kendi para birimimiz yok diye yatıp kalkıp dua ediyorum.

Düşünün Erhan Arıklı’nın bankalarda mevduat kalmadı, Merkez Bankası bomboş şeklindeki ifadelerinin KKTC Borsası ve KKTC Dinarı’na olacak olan etkisini.

Her şey tepetaklak olurdu. Böyle yöneticilerimiz olduğu sürece, tanınmış ve borsası, parası olan bir ülke olmadığımıza şükretmek lazım.

Arıklı’nın kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum asla. Olsa zaten bu ülkeye bilerek kötülük yapmaya çalışan birisi olarak derhal tutuklanması ya da görevi kötüye kullanmaktan hakkında işlem yapılması gerekecekti. Sorunu sanırım giydiği gömleğin kendisine birkaç numara büyük gelmesidir. Gömlek benzetmesi yapıyorum da aslında yanlış. Gömlekler bol gelirse terziye gidersiniz gömleğinizi size göre daraltır. Ekonomiyi daraltıp, Ekonomi Bakanı’nın ekonomi bilgisi ve ekonomi yönetme becerisine göre ayarlamak olmaz. Aksine ekonomiyi büyütüp geliştirmek gerek. O nedenle gömleği dolduran hatta gömlek ona dar gelen birisi olsa daha isabetli olurdu diye düşünürüm.

Neyse o bizim işimiz değil.

Konuya yeniden dönelim.

Arıklı’nın yaptığı açıklama benzeri bir değerlendirmeyi kerli ferli bir ekonomi yazarı bir gazetede yapsa, Bankacılık yasasının biz gazetecileri titreten ilgili maddesine göre hapsedilirdi.

Meslekte neredeyse 30 yılımı dolduruyorum.

Bankacılık ile ilgili, bir banka ile ilgili bir haber önüme geldi mi, korkudan haberi doğrudan çöpe atmışlığım ve arkadaşlarımı bu konuda uyarmışlıklarımın sayısını hatırlamıyorum.

2000 yılındaki banka krizi sonrasında yürürlüğe giren yasalarımız, sağlam ama ülkemiz koşullarında bir o kadar da hassas olan bankacılık sistemimizi korumaya ve aklına geleni hiç düşünmeden söyleyen ve yazanlara karşı koruyor. İyi de ediyor.

Bir başka ifadeyle Arıkı’nın söylediklerini biz yazsak ve mudiler bankalara ‘içleri boşaldı’ diyerek mevduat çekmek üzere saldırsa hapsi boylarız.

Arıklı Ekonomi Bakanı olduğunu bundan sonra unutmaz umarım. Ağzından çıkan her şeyin bir etkisi olduğunu bilerek televizyonlardaki ahkâmlarına ölçü ve ayar verir.

Kendisi söylediği için biliyoruz. YDP Kurultayı motivasyonunu azaltmış durumda. Ekonomi kadar demokrasinin de lazım olduğunu aklının bir yerine yerleştirmeli ve motivasyonu düşüp, özellikle bu ortamda manşet vereceğim diye bu söylemlerden kaçınmalı.