Kıb-Tek artık kırık

Yayın Tarihi: 04/06/21 10:56
okuma süresi: 4 dak.

Gözlerinin görmemesi ile ilgili kendisiyle dalga geçen, sevilen sanatçı Metin Şentürk bir zamanlar Kıbrıs’a gelir. Arkadaşları ile Girne’de bir mekanda eğlenirken zaman ilerler ve haliyle alkol de kana epeyce karışır. Bana bu hikayeyi anlatan arkadaşım ise yine ateş suyunun etkisiyle Metin Şentürk’ün masasına yaklaşır ve yüksek sesle, ‘Metin Abi. Sana bir şey söylemem lazım’ diye çıkışır. Metin Şentürk’ün arkadaşları masaya yaklaşmasına, korumacı bir içgüdüyle engel olurlar.

Arkadaşım ise ısrar eder ve ‘Metin Abi. Sen bunca yıldır çalıp söylüyorsun. Biz de şarkılarını dinleyerek içiyoruz. Ne olacak bunca yıldır yaptığımız içki masrafı?’ diye sorunca, Metin Şentürk, ‘Bırakın gelsin. Bu da kırık’ deyip masasına davet eder.

Şimdi bizim Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu da bu hikayeye pek uygun olmasa da Metin Şentürk’ün dediği gibi ‘kırık...’

Kıb-Tek’te temiz eller operasyonu iddiasıyla yapılan cadı avı ve siyasi şov hiç düşünemediğimiz kadar devletin ya da halkın bu kurumuna zarar verdi.

Kıb-Tek içinden öğrendiklerimi aktarayım.

İlk sorun artık Kıb-Tek’te herhangi bir yatırıma ya da ihaleye imza atacak hiçbirini bulamayacak oluşumuzdur. Neden? Çünkü imza atacak ya da karar verecek tüm teknik insanlar, araştırmadan hırsız ilan edildi. İnsanlar imza atsa da, Kıb-Tek’e yatırım yapılsa da aynı maaşı alacakları için, geri çekilip, ‘Yok sizi çekecektim’ diyerek işe girişmiyorlar.

CTP iktidarındaki İsmet Akim zamanında ya da UBP iktidarındaki Hasan Erçen zamanında yapılan yatırımın yüzde 1'i yok. Hatta Hasan Erçen zamanında ilk kez Kıb-Tek kâr etmiş ve Kurumlar Vergisi dahi ödemişti. Şimdi bırakın elektrik santrali ya da trafo merkezini, bir basit prizi bile almaya cesaret edemiyorlar. Haksız da değiller hani. Ben de olsam ben de almam.

Kıb-Tek’te yolsuzluk olup olmadığının araştırılması gerektiğini dibine kadar inananlardanım. Araştırmayan ya da araştırılmasına engel olan asıl yolsuzluk ve hırsızlık yapıyor ancak bunun da bir adabı var.

Bakın Kıb-Tek aynı yolsuzluk iddiasını araştıran devlet kurumlarına.

Sayıştay, Başbakanlık Denetleme Kurulu, Maliye Teftiş Kurulu, Meclis Araştırma Komitesi ve Mali Polis.

Yani bu devletin bir kurumunda olduğu iddia edilen bir adet yolsuzluk için beş kuruluş insan görevlendirmiş ve araştırma yapıyor. Her bir kuruluş tek kişi ile bu araştırmayı yapmıyor elbette. En az üç kişi görevlendirdiğini varsayarsak, 15 kişi işi gücü bıraktı rapor hazırlamak üzere Kıb-Tek’ten evrak istiyor. Peki, beş farklı kurum beş farklı rapor çıkarırsa ne olacak?

Devlet tek değil miydi? Meclis Araştırma Komitesi yapacaksa, Başbakanlık Denetleme Kurulu’na ne hacet vardı? Hadi Başbakanlık iktidarı temsil eder, Maliye Teftiş Kurulu işin içine nereden giriyor? Sayıştay bu arada zaten denetimden sorumlu Anayasal Kurum değil mi? Polisi oraya sokmak neyin nesi?

Bu arada Kıb-Tek’te çalışanlar, karar vericiler ve icracıların ne halde olduğunu düşünen var mı?

Herkesin bir iş yapmış gibi görünme peşinde olduğu belli. Sorduklarında, ‘şu kurulu görevlendirdik’ diyebilmek için görevlendirme ve ihbar yaptıkları belli.

Ama Kıb-Tek kırık. Bu kırıklık uzun yıllar düzelmez. Benden söylemesi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları