Anneler Mafyası

Çok şükür bin bir anomali ile dolu bir eğitim öğretim yılı daha geride kaldı.

Okullar açılacaktı, kapanacaktı. Kapandı, açılacak mıydı. Sersem olduk resmen.

Okullar açıkken ve vakalar yükseldikçe, ‘okullar kapansın’ diye bağıran Anneler Mafyası, evde ve online ders konusunda bocalayan çocuklarını görünce, aynı mafyanın ‘okulları neden açmıyorlar’ diye örgütlenmeye başladığına tanıklık ettim.

Anneler Mafyası diyorum çünkü bu süreci resmen onlar yönetti.

Bunların örgütlenmesi bir başka türlü ve mutlaka incelenmeli bence.

Önce aynı sınıfta bulunan ya da aynı dershaneye giden çocukların anneleri, ya çocuklarını okul önünde beklerken ya da farklı bir etkinlikte bir araya gelirler.

Önce birbirlerini süzüp gözleriyle şöyle bir tartarlar. Şunun annesi, bunun annesi denerek tanışma faslından hemen sonra telefon alışverişi ile WhatsApp grubu oluşumu ile mafya tipi yapılanma kurulur.

Grup içerisinde çocukların eğitimi ile ilgili en çok soruya yanıt veren, ya da önemli konuları gündeme getirip, grup üyelerini galeyana getirmeyi başarabilen kişi her kimse doğal olarak o Anneler Mafyası’nın lideri ve Mafya Annesi oluverir.

O Anneler Mafyası diyorum çünkü bu gibi örgütlenmelerin sayısı son derece fazladır. Her okul, her sınıf, her dershane için ayrı bir örgütlenme söz konusudur.

Misal eşim Benan kızım Fidel’in okulundaki bazı anneler ve Okul Aile Birliği Anneleri örgütünün önemli bir üyesi iken, aynı zamanda oğlumun sınıfındaki annelerin birçoğunun üye olduğu başka birkaç farklı Mafyatik yapılanmanın içerisindedir. Hele hele oğlanın Koleje Giriş Sınavı için gittiği dershanedeki sınıf arkadaşlarının örgütlendiği bir diğer Anneler Mafyası teşkilatının lideri dahi sayılabilir. O grupta ikinci çocuğundan dolayı bulunduğu için tecrübeli sayıldığından, ona hürmet edilir ve sözü muteberdir. Ona da Mafya Annesi diyebiliriz.

Bunlar önce bir konuda WhatsApp grubunda bir öğretmen, bir ders ya da sınav ile ilgili tartışırlar. Birbirlerini iyice gaza getirdikten sonra karar alınıp harekete geçilir. Eğitim Kurumu hatta Eğitim Bakanlığının Anneler Mafyası’nın önünde durma şansı yoktur.

‘Aileler tepkili’ ya da ‘veliler şikayetçi’ diye bir şey duyduğunuzda, anlayın ki, çocuklar uyuyup babalar maç seyrederken, WhatsApp gruplarında parmakların ışık hızında yazdığı yorumlar ve değerlendirmeler sonucunda alınmış kararlar örgütlü bir şekilde uygulamaya girmiştir. Artık geri dönüşü yoktur.

Anneler Mafyası’nın takdirini alan öğretmen, okul ya da uygulama muteberdir. Anneler Mafyası eğer olumsuz bir düşüncesi varsa da vay halinize. Darbenin nereden geldiğini şaşırırsınız.

Birkaç yıl önce, bir öğretmen ile ilgili birtakım şikayetleri konuşmak üzere okula çağrıldık. Normalde haddim değil ama bizim mafya annesinin ertelenemez bir işi olduğu için ben gittim.

Masanın etrafında New York Mafya Aile Reisleri gibi toplanmış bir grup anne ile aynı yerde oturdum. Müdür, Müdür Muavini ve bahse konu öğretmene resmen acıdım. Anneler Mafyası örgütünün sert bakışları arasında ortalığı sakinleştirmeye çalışınca bir daha o tür toplantılara katılmam örgüt kararıyla yasaklandı.

Anneler Mafyası örgütlenmesi içerisinde vurucu timler de var.

Örgütün aldığı kararı uygulamaya sokmak üzere seçilmiş sesi yüksek çıkan, ellerini beline koyup öğretmen, dershane yöneticisi, müdür, müsteşar hatta Bakanın önüne çıkıp ağzına geleni söyleyebilecekler arasından seçilirler.

Babalar, bu işin hiçbir yerinde değildir.

Maç bitip, maç boyunca eşi ile 90 dakika boyunca ilgilenmediği için suçlulukla ona dönüp baktığında hararetli bir şekilde telefonuna bir şeyler yazdığını görünce, ‘bu saatte kiminle yazışıyorsun’ sorusuna ise Anneler Mafyası mensubu, ‘Ortalık karıştı. Okulda şu oldu. Ya da şu olacak. Herkes tepkili’ diye yanıt verir. Halbuki tepkiyi üreten ve birbirlerini gaza getirenler de yine onlar.

Özellikle bu son süreçte, eğitim sistemini Anneler Mafyası’nın yönettiğine olan kanaatim iyice güçlenmiş durumdadır.

Öğretmen sendikaları aşılanmadan okula gitmezmiş, Bakan söz vermiş. Altyapı eksikmiş. Bence bütün bunlar hikaye.

Anneler Mafyası bu konuda kesin bir karar veremediği için bu sömestr yüz yüze eğitim olmadı. Yoksa karar alınsaydı, bunların karşısında kimse duramazdı.

Bu arada ben ‘Bir Mafya Annesiyle Yaşamak’ adlı bir kitap yazabilecek kadar konu biriktirmiş bulunuyorum ancak başıma gelebileceklerden çekindiğim için yazmıyorum. Bunlardan korkulur. 

Bu yazıyı da pazar günü için düşünmüştüm ama Sedat Peker'i bizim Mafya Anneleri ile gölgede bırakmak istemedim.