Bir kalbur samanı iki eşeğe bölecek kadar ekonomi bilgimle...

Yayın Tarihi: 17/11/21 11:29
okuma süresi: 4 dak.

Sınırlı ekonomi bilgimle Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ne yapmaya çalıştığını ve faizlerle sürekli oynayarak Türk Lirası’nı çaputa dönüştürme uğraşının altında ne olduğunu anlamam çok zor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na atanan kişi artık makam masasına eşinin ve çocuklarının fotoğraflarını yerleştirecek zaman bulamıyor.

Yine sınırlı ekonomi bilgimle bu işin altında biz Kıbrıslı Türklerin nasıl kalkacağını kestirmem hele imkansız.

Sterlin 14 TL’yi gördü ve bu daha iyi günlerimiz diyen finans uzmanlarının sayısı oldukça çok.

Peki ne yapmalı.

Devleti yönetenlerde bir panik havası yok.

Artık keşke öyle kalsa dediğimiz noktaya fırladığında, dönemin Başbakanı Tufan Erhürman kriz masası oluşturmuş, öyle çok etkisi olmasa da birtakım tedbirler açıklamıştı.

Şimdi bakıyorum da yine Tufan Hoca’nın sıklıkla kullandığı tabirle ‘saldım çayıra Mevlam kayıra...’

Sterlin 14 TL oldu. Kime ne anlatayım diyeceğim ama sınırlı ekonomi bilgimi boşver, uluslararası finans uzmanı olsam ve bu konuda sınırsız bilgim olsa ne yazar.

Kim dinleyecek?

Artık KKTC’de ücretli çalışan kimse ev alamayacak.

Aynı kesimin beyaz eşya yenilemesi yapması mümkün olmayacak.

Buzdolabı bozulduğu yerde kalacak mesela.

Döviz kazananlar ya da gelirlerini, TL kazananların ensesinden dövize endeksleme lüksünü yaşayanlar hariç kimse araba alamayacak.

Bunlar 'olmasa da olur' şeyler.

Bunlarsız da yaşanabilir.

Peki, ilaçsız nasıl yaşayacak bu ahali.

Kirasını nasıl ödeyecek.

Çocuklarını nasıl okutacak.

Arabayı yenilemek, tamir ettirmesi gerektirecek. Bozulan parçasını nasıl alacak bu insanlar.

Ne yiyecek, ne giyecek?

Hele hele özel sektörde çalışıyorsa, işi tam duman.

İşletmeler çalışan çıkarmak zorunda kalıp iki kişinin işini bir kişiye yaptırmak durumunda kalacak.

İşini kaybetmeyen patronun karşısına çıkıp zam istemeyi aklından bile geçiremeyip, alım gücünün erimesine göre hayat standardını daha da minimize edecek. İşinden olan için sadece ve sadece derin bir 'ah' çekip, boğazımın düğümlenmesini yutkunarak çözmeye çalışabilirim.

Dedim ya; ekonomi bilgim sınırlı. Sınırlı ekonomi bilgimle kabaca bir çözüm önerebilirim.

Biraz radikal olacak ama Türk Lirası kullanımından vazgeçmek zorundayız.

Gümrükten ithal edilen ürünlerin gümrük ve benzeri vergileri döviz üzerinden ya, devletin başı çok ağrımaz.

Vergiyi de döviz üzerinden alsın.

Seyrüsefer, pasaport, kimlik ve damga pulu da döviz olsun. Her yıl zam yapmak zorunda da kalmazlar.

Kamu-özel herkesin maaşı döviz olsun.

Sosyal Sigorta ihtiyat sandığı primleri de döviz olsun.

Marketlerde, aynen araba galerilerinde ya da emlakçılarda olduğu gibi, etiketler döviz olsun. Domates, biber, ekmek, peynir hepsi döviz cinsinden fiyatlansın.

Ama Türkiye bize yaptığı katkıyı Türk Lirası üzerinden yaptığı için 'bu olmaz' diyenler oluyor.

Türkiye ile yapılan Ekonomik İş Birliği Protokolleri de döviz cinsinden olsun.

Türkiye yardım ettiği diğer ülkelere TL mi gönderiyor ki bize bu konuda anlayış göstermesin.

Kaldı ki, gelen paranın bir kısmı hibe bir kısmı da kredi. Kredi kısmını TL cinsinden kara kaplı deftere yazdığını düşünmüyorum Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanlığı’nın.

Diyelim ki Fuat Oktay’ın ters gününe geldi ve ‘Ne münasebet. Vereceğimiz katkıyı TL olarak vereceğiz’ dedi. Kızdırmayın. 'Peki' deyin ama aldığınız anda parayı dövize çevirin en azından kaybı önlersiniz.

Dedim ya; ekonomi bilgim sınırlı ama ‘bir kalbur samanı iki eşeğe bölebilirim...’

Umarım seçimden sonra bizi yönetecekler de öyledir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları