Birisi baraj mı dedi? Keşke...

Yayın Tarihi: 25/01/22 14:49
okuma süresi: 4 dak.

Seçim bitti ve 50 kişilik Cumhuriyet Meclisi’nde 5 siyasi parti ile temsil ediliyoruz halk olarak.

Bundan daha saçma bir şey olabilir mi?

Halkın Partisi 3, Demokrat Parti 3, Yeniden Doğuş Partisi 2 vekil ile gerisi UBP ve CTP tarafından paylaşılıyor.

Olacak olan açık.

Ne DP, ne HP ne de YDP grup kurabiliyor.

Bu nedenle asıl yasama faaliyetlerinin yapıldığı komitelerde yer almayacaklar.

Bu partilerden bir tanesi ya da iki tanesi koalisyona dahil olduğunu varsayarsak, hükümet ortağı olan parti denetim faaliyetlerine de katılamayacak. Yani ne yasama ne de denetim.

Peki, parlamentoda neden yer alıyorlar.

Partileri eleştirmek değil hedefim elbette. Sistemin saçmalığından dem vuruyorum.

Faiz Sucuoğlu zafer konuşması sırasında seçim yasası ve baraj ile ilgili bir cümle sarf etti. Bence herkes üstüne atlamalı.

Kainatın en saçma seçim sistemine daha sonra değiniriz elbette ancak bugün baraj konusu var aklımda.

Seçim barajı artık arttırılmalı.

Seçim sonuçlarına baktığınız zaman, halkın mesajı iki büyük parti istediği yönünde.

Aynen İngiltere, ya da Amerika Birleşik Devletleri’nde olduğu gibi biri sağda biri solda iki büyük parti.

Bunun olabilmesi için seçim barajının yükseltilmesi şart.

Bir seçimde bir parti tek başına iktidara gelir.

Projelerini hazırlar, bunları yerine getirecek zamanı bulur. Başarır ve halk takdir ederse, beş yıl sonraki seçimde yeniden göreve gelir, başaramaz ise halk onları koltuklardan alıp diğer partiyi iktidara getirir.

İstikrar mı istiyorsunuz, alın size bal gibi istikrar.

Başkanlık sistemi, Anayasa değişikliği maratonuna ihtiyaç yok. Basit bir yasa.

Bu konuyu daha önce CTP’li dostlarla konuşmuşluğum vardır.

Bazıları bunun demokratik olmayacağını, bazı kesimin sesinin parlamentoda duyulmayacağını ve bunun sakıncaları olduğunu söylediler.

Peki, şu anda ortaya çıkan tablo ne denli demokratik?

İki büyük parti küçük ortaklarla yol yürümek zorunda.

27’ye dayalı bir hükümet oluşacak ve bunun ne kadar süreceği meçhul.

Parlamentodaki 5 partiden 3'ü parlamento çalışmalarına son derece sınırlı bir oranda katılacak. Nerede duyulan o kesimlerin sesi?

Parlamento demokrasinin en temel mabedi olarak bilinir ancak bence bu inanış da yanlış.

Demokrasinin, farklı seslerin demokrasi mücadele ile siyasi erki ele geçirme kavgasının verileceği yer parlamento değil, siyasi partilerin içi olmalıdır.

İngiliz işçi partisinde Tony Blair ile New Labour Akımı, önce partiye hakim oldu. Sonra ülke iktidarına. Hemen akabinde onu çok fazla liberal bulan işçi partililer, Jeremy Corbyn ile daha sosyalist bir çizgi benimsediler.

Bunların tümü parti içi iktidar mücadelesi sonrasında, kazananın halkın karşısına çıkma sürecidir.

Bizde parti disiplini diye son derece saçma bir olgu arkasına saklanılarak parti içi demokrasi süreçleri öldürülüyor. O nedenle, parti içinde farklı görüşü olan orada mücadeleyi sürdürmek yerine, ayrılıp parti kuruyor ve seçime giriyor. Baraj da baraj değil, resmen hız kasis büyüklüğünde olduğu için meclis, meclis olmaktan çıkıyor.

Kendimi kaptırdım yazıyorum. Uzattım biraz. Önümüzdeki günlerde bu barajı yükseltme konusuna değinmeye devam edeceğim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları