Kıbrıs AB Üyesi Mi?

Yayın Tarihi: 12/05/08 00:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

AB yetkilileri "Kıbrıs'ı" Türkiye'nin AB üyeliği için önkoşul haline getirmişlerdir. "Kıbrıs meselesi" nedir, bu meseleyi kim yarattı demeden ve "Kıbrıs" diye üye yaptıkları Rum kanadının siciline bakmaksızın Türkiye'ye "Kıbrıs Hükümetini tanı; limanlarını Kıbrıs bayraklı gemilere ve uçaklara aç; AB üyesi olan Kıbrıs'a, diğer üyelere uyguladığın muameleyi uygula; askerini çek" emirlerini vermektedirler. Bu davranışlarının insan haklarına, uluslararası Antlaşmalara, hak ve adalete, insanlığa, demokrasiye aykırı olması umurlarında değildir.

Onlara göre "Kıbrıs" AB üyesidir fakat Kuzey "Türk işgalinde olduğu için" AB'nin muktesebatı Kuzeyde uygulanamamaktadır. Bunlara göre KKTC diye bir devlet yoktur. Kuzeydeki idare Türkiye'nin bir alt kuruluşudur ve bu nedenle Kuzeyde uçan kuştan, kesilen ağaçtan "işgalci Türkiye" sorumludur.

Gerçekte AB Kıbrıs meselesini Türkiye'yi tam üye yapmamak için bir koz olarak kullanmaktadır. Türkiye, bu en haklı ve en güçlü olduğu davada geri adım atıp (Annan Planı zamanında yaptığı gibi) AB'nin taleplerine boyun eğse bile, arkasından Ermeni meselesi gündeme getirilecektir.

Sırada, Türkiye'nin kabul edemeyeceği konular çoktur. Hedef: bölünmüş, zayıflamış, avuçlarının içine alınmış bir Türkiye'dir! Petrol kuyularına giden yolda kendi başına buyruk, Atatürk'ün üniter, lâik, güçlü Türkiye'si işlerine gelmemektedir. Bu nedenle "Atatürk ilkeleri AB normlarına uymaz" demekte ve ABD de "ılımlı islâm" diye bir model üretmek istemektedir.

Avrupa Parlâmentosunun Karma Komisyon Eşbaşkanı Joost Lagedijk'in basında çıkan "AB kurucu anlaşmalarının altıncı ve yedinci maddeleri demokratik temel hak ve hürriyetlerin önemini vurgular. Yedinci madde bu hürriyetlerin çiğnendiği hallerde üyeliğin askıya alınabileceğini öngörüyor.

Bu süreç aday ülkeler için de geçerlidir" sözleri beni bu yazıyı yazmağa zorlamıştır. Bu "ilkeler yumağı AB", şampiyonluğunu yaptığı tüm ilkeleri çiğneyerek Kıbrıs Rum idaresini "Kıbrıs" olarak üye yaptım dese de, bu üyeliğin geçersiz olduğunu savunmak hakkımız doğmuş olmuyor mu? Avrupa'nın Hukuk anlayışında adalet, yalan ve haksızlık üzerine bina edilebilir mi?

Bu konuları ele alıp "AB Kıbrıs'taki tutumu ile insan haklarını çiğnemektedir; çift demokrasisi olan Kıbrıs'ta Rumların demokrasisine bakarak kararlar almaktadır; Uluslararası Antlaşmalarla meydana gelmiş olan bir Ortaklık Cumhuriyetinde "Kıbrıs" diye üye yapılmış olan Rum tarafı bu güne kadar Türk ortağının her hakkını çiğnemiş veya gasbetmiş bulunmaktadır; Türklere yapılmış olan vahşet belgelenmiştir; Rum idaresini üye yapmakla AB hata işlemiş oldu, hak ve adalet adına Kıbrıs meselesi halledilinceye kadar "Kıbrıs" dediğiniz Rum idaresinin adaylığını askıya almak zorundasınız" diyecek bir makam yok mudur?

Böyle bir makam var veya yok, Türk tarafı olarak, Türkiye ve KKTC makamları bu müracaatı yapmalı, gerekirse hukuk yollarını arayarak AB'ni utandıracak, zora sokacak girişimlerden kaçınmamalıdır. Kıbrıs meselesini her gün Türkiye'nin önüne koymaları Türkiye'yi ve adaleti aşağılayan kasıtlı bir icraattır. Bunun cevabı fiili bir şekilde verilmeli ve Rumların AB üyeliğinin askıya alınması için gereken yapılmalıdır. Bu konuda Uluslararası Antlaşmalar ve fiili durum (Rumların sicili) lehimizedir. Kullanılmalıdır. Haksızlık karşısında pasif kalmak hatadır. AB'nin Türkiye'ye "Kıbrıs'ı tanı; Kıbrıs meselesini hallet" demek hakkı yoktur. AB'nin bu yanlışı Kıbrıs Türk halkının haklarını ihlâl anlamına geldiği kadar Türkiye'nin kendi savunması ile ilgili Uluslararası Antlaşmalarla elde etmiş olduğu temel bir hakkın da ihlâli anlamına gelmektedir. Bu tür ihlâlin ortadan kalkması için uğraş haktır. Kullanılması şarttır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rauf R. DENKTAŞ yazıları