Tek Mi, Çift Mi?

Yayın Tarihi: 26/05/08 00:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Rum tarafındaki karşıtları ile buluşup sohbet eden veya mensup oldukları kuruluş veya dernek adına toplantılara katılarak Rumlarla "müşterek bildiri" yayınlayan insanlarımızın, Kıbrıs Konusunda Rum tarafının kullandığı deyimlere dikkat etmeleri gerekmektedir.

Bu konuda yanılmamak için bizim insanlarımızın geçmişi çok iyi bilmeleri gerekir. Bu da bizi yeniden Eğitim Bakanlığının "AB normlarına uysun diye" hazırlattığı Tarih kitaplarına getirir ancak bu yazının bugünkü konusu Tarih Kitapları değildir. Bu hayati konuda yıllardır kapısına kilit vurulmuş olan, adı var kendisi yok Tarih Kurumun canlanmasını bekleyenlerdenim. Bunca Tarih öğretmenimizin bu konudaki duyarsızlığı cidden çok üzücüdür.

Konumuza gelelim: Rum-Türk karma heyetleri bir araya gelerek müşterek konularını görüştükten sonra "ortak bildiri" yayınlıyorlar. Son, Gazetecilerin toplantılarında yayınlanan "ortak bildiriye" bakalım: "yaşayabilir ve işlevsel bir çözümün mümkün olan en erken zamanda bulunmasını" istiyorlar. Ben bu kelimelerden çok korkarım çünkü "yaşayabilir ve işlevsel" olan 1960 Ortaklık Devletini "işlevliği yoktur" yalanı altında ve "Türkler isyan etti" diyerek yıkanlar 44 yıldır "meşru hükümet" safsatasının arkasına saklanarak adanın tümüne sahip çıkmak için uğraşmaktadırlar. 44 yıl sonra bu yüze gülmelerin ve "acele işlevsel ve yaşayabilir" anlaşma ister görünmelerinin tek nedeni KKTC'nin tanınma kıvamına gelmekte olmasıdır. 1959-60'da adanın çift Enosis formülüne göre bölünme tehlikesini bertaraf etmek için Ortaklığa razı olmuş göründüler ve üç yıl sonra da dünyayı başımıza yıktılar. İstenmeyen ortaklıktan kurtulmak için tevessül ettikleri her nedeni, şimdi yeni bir anlaşmanın temeli yapmak istiyorlar.

Rumlara göre 1960 Ortaklık Devleti niye yaşamsal ve işlevsel değildi? Rumlara göre 1960 Antlaşmalarının yaşayabilirliği yoktu ve Anayasa işlevsel değildi çünkü Türklere verilmiş olan haklar ve kurucu ortaklık statüsü ile Garantiler kabul edilemez engeller oluşturmaktaydı. O halde Rum tarafının hedefi, yeni bir anlaşmada bu engelleri ortadan kaldırmaktan başka bir şey değildir. Açıkçası, Hristofyas'ın da söylediği gibi, bu kez Türklere YENİDEN verilecek haklar "Rumların, Ermenilerin, Maronitlerle Latinlerin haklarını gölgelememelidir". Bunun daha açığı "yasalar altında eşitliktir; Toplumsal eşitlik, devletler arası eşitlik, egemenlikte eşitlik yoktur" demektir.

Dahası var: Ortak Bildiride "üç kuruluşun temsilcileri adanın yeniden birleşmesini sağlayacak YABANCI ASKERLERİN OLMADIĞI ortak, güvenli ve gönençli bir vatanda tüm Kıbrıslıların insan haklarını ve güvenliğini, ayrıca insanların serbest dolaşım ve yerleşimini tümüyle garanti altına alacak..." bir anlaşma istediklerini duyuruyorlar. Bunu kabul eden kuruluşların iki kesimlilikten de vazgeçtiklerini görmemek mümkün mü? Kıbrıs'ın askersizleştirilmesi için can atan Rum idaresi, adanın bir Helen adası olmasını önleyen Garanti Anlaşmasından kurtulmak için Türk karşıtlarından destek bulmuş. Ne güzel? Tek VATAN, TEK HALK İÇİNDE %20 Toplumcuk olmaya razılar! Tek Devlet yolunun bu yolcularına Türk tarafından "güzel yolculuklar" diyecek pek az kişi vardır. Ancak sinek de küçüktür, mide bulandırır! Rum propagandası bu yanlışlarımızı nasıl kullanacaktır, göreceğiz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rauf R. DENKTAŞ yazıları