Altı ay daha mı?

Yayın Tarihi: 06/06/08 00:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

9 Haziran'da BM Güvenlik Konseyi Kıbrıs'ta görev yapmakta olan BM Barış Gücünün görev süresini altı ay daha uzatmak kararı alacak. Genel Sekreterin son altı ay içinde Kıbrıs'taki gelişmelerle ilgili raporunun ışığında alınacak olan bu kararda "Kıbrıs'ta önemli gelişmeler olmaktadır; taraflar iki TOPLUMLU federasyon görüşmeyi kabul etmişlerdir; komiteler çalışmaktadır" gibi ümit verici sözlerin bulunacağı muhakkaktır. Böylelikle 1964'de "üç ay için" alınmış olan BM Barış Gücü kararı "KIBRIS HÜKÜMETİNİN İSTEMİ VE ONAYI İLE" BM Barış Gücünün görev süresini bir altı ay için yeniden uzatmış olacaktır.

İlk bir kaç uzatmada "Kıbrıs Cumhuriyetinin" gerçekten devam edip edemeyeceği konusunda şüpheler veya beklentiler varken Dr. Küçük'ün ve Türkiye'nin de onayı ile alınan bu karar, Akritas Planının açıklanmasından, Makarios'un Cumhuriyete sahip çıkan Anayasayı tanımaz beyanatlarından ve Türk ortaklarına yaptıklarından sonra BM Güvenlik Konseyinin ısrarla her altı ayda "Kıbrıs Hükümetinin onayı ile" Barış Gücünün görev süresini uzatması kabul edilmez bir "taraf tutma" haline gelmiştir. Bu nedenledir ki "Kıbrıs Hükümetinin onayı ile" Kıbrıs'ta görev yapmaya gelen BM yetkilileri sapla samanı ayıramamış ve belki de istemeyerek eli kanlı, suçlu Rum liderlerinin sahte meşruiyet görüntüsünün gerçekmiş gibi 45 yıl devamını sağlayarak Kıbrıs meselesinin Rumlar lehine "donup kalmasını" sağlamaktan öteye bir işe yaramamıştır.

Kural, "ilgili tarafların onayını" almayı öngörmektedir. Güvenlik Konseyinin Amerikan-İngiliz-Sovyetler yaklaşımları ile eli kanlı, suçlu Makarios'u hükümet olarak kabul etmelerinin sonucu Kıbrıs Türklerine hiçbir vicdanın kabul edemeyeceği bir haksızlığı 45 yıl sürdürmek olmuştur. Bu aymazlığa ve umursamazlığa, bu emperyalist haksızlığa verilecek cevap, özellikle Türk Barış Harekâtından sonra "BM Barış gücünün görev süresi her iki tarafın onayı ile uzatılmadığı takdirde Kuzeyde kalmalarına gerek yoktur" diyerek Barış Gücünü Güneye göndermek olmalıydı. Halâ bu hak ve yetki KKTC makamlarının elinde vardır yeter ki Türkiye de, Garantör bir ülke olarak bunu onaylasın!

Geçmişte BM Genel Sekreterinden bu yanlışı düzeltmesini çok istedim. Güvenlik Konseyinde Makarios idaresini meşru hükümet olarak tanıyan ve bunda bu güne kadar zerre kadar bir değişiklik yapmamakta ısrar eden ABD-İngiltere-Rusya var oldukça Genel Sekreter istese de bu vahim yanlışı kendiliğinden düzeltemez. Böylelikle "BM Barış Gücü kalıcı turistlerimdir" diyen Makarios bu Gücün gölgesine sığınarak hem her yıl bütçesine milyonlarca dolar aktarmış, hem de bunların koruması sayesinde "meşru hükümet" yalanını sürdürebilmiştir. Bir defasında uzatma kararı düzeltilmediği takdirde Barış Gücünün Güneye geçmesini isteyeceğimizi duyurdum. Uygulamaya koyamadık çünkü Türkiye bunu destekleyemedi, sadece Barış Gücünün görev sahasını Kuzeyde kısıtladık ve "misafirimiz olarak Kuzeyde bulunuyorlar" demekle yetindik. Halâ ayni statüdedirler.

Bence karar değiştirilmedikçe BM Barış Gücünü Kuzeye sokmamalıydık. Hala ayni görüşteyim ve her altı ayda elimize geçen bu fırsatın heba edilmemesi görüşümü korumaktayım. BM Barış Gücünün eli kanlı Rum idaresini "meşru hükümet" olarak tanıyarak Kuzeyde görev yapması hem BM, hem de bu kararı verenler açısından yüz karasıdır.

Ayrı referandumlardan ve şimdi "iki eşit tarafın varlığına dayandığını sandığımız" Talat - Hristofyas görüşmesinden sonra ve bunlara rağmen halâ BM Barış Gücünün görev süresi "Kıbrıs Hükümetinin onayı" ile gerçekleşecekse, kimse Kıbrıs meselesinin ne olduğunu öğrenmiş değildir sonucuna varacağız. Ancak, biz her yenilemede itirazımızı yapıp, hak talebinde bulunuyor muyuz? O da başka mesele!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rauf R. DENKTAŞ yazıları