Anlayana Sivrisinek Saz...

Yayın Tarihi: 18/07/08 00:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Rum liderler "davul zurna" çalarcasına Kıbrıs'a bakışlarını ve uzlaşmadan ne anladıklarını açıklamaktadırlar. EDEK Partisinin lideri Omiru efendi "KIBRIS CUMHURİYETİNDE DİNİ VE ETNİK KÖKENLERE YER VERİLEMEZ" demektedir. Bu bir satırlık cümle içinde her şey, anlayana, gayet açıktır ve ne yazık ki Talat-Hristofyas anlaşmasındaki TEK HALK, TEK DEVLET, TEK EGEMENLİK formülünün Türkçeleşmiş şeklidir. 1960'daki Ortaklık Cumhuriyetine "meşru hükümet" sahtekârlığı ile sahip çıktıklarını zanneden Rum liderler "Kıbrıs Cumhuriyetinde dini ve etnik kökenlere yer verilemez; tek halk, tek egemenlik, tek devlet" derlerken sahip çıktıklarını zannettikleri o Cumhuriyetin dini ve etnik kökenlere dayalı bir ortaklık olduğunu unutuyorlar.

Unuttukları bir diğer husus da 1960 Cumhuriyetinin üniter bir devlet olmadığı, fonksiyonel federatif bir ortaklık devleti olduğudur. Bunları bilmek veya hatırlayıp hatırlatmak önemli mi? sorusunun cevabı "hem de çok önemlidir" olmalıdır—Rum liderliğinin ne yapmak istediğini ve geçmişi bilenler için!

Rum tarafının bu yaklaşımı sonucudur ki "ortaklık olamaz" noktasına gelip düğümlenenler var. "Kıbrıs Kıbrıslılarındır, yabancılar karışmasın" deyip Atina ile bütünleşme siyaseti güdenlerin tek isteği Türkiye'nin Kıbrıs'tan elini ayağını çekmesidir. "Dini ve etnik kökenlere yer verilemez" çıkışının altında yatan esas niyet Türkiye'nin Kıbrıs Türkünü korumak hakkından mahrum edilmesidir. AB üyeliğini bunun için istediler. Sahte "Kıbrıs" adı altında Yunanistan'ın şantajı ve Garantör İngiltere'nin kendi çıkarı nedeniyle AB üyesi olduktan sonra bu konuda da açık konuşmaya başladılar: "AB üyesi bir ülkenin Garantörü olamaz. Bunda ısrar AB'ye hakarettir" diyorlar.

Ve Meclislerinde 2000 kadar Ermeni topluluğunu temsil eden Mahtesyan haykırıyor: Ben burada süs olarak bulunuyorum diyor. Niye? Ermeni toplumunu temsil ettiği için kale alınmıyor. Yarın "birleşik Kıbrıs'ın birleşik meclisinde "Türk toplumunu" temsil edecek olan üyeler de "dekorasyon gibi" varlıklarını sürdüreceklerdir. Hayal mi görüyorum? Hayır! 1960'ı bilerek konuşuyorum. 1960Anayasasında "etnik kökene dayalı haklarımızın korunması için var olan veto haklarına ve diğer koruyucu haklara rağmen" çektiklerimizi, o günleri yaşayanlar bilir. Ve şimdi Hristofyas açıkça " Türklere YENİDEN Rumların, Ermenilerin, Marunilerin ve Latinlerin haklarını gölgeleyecek haklar verilemez" demektedir. Mesajı alıyor muyuz? 1960 Antlaşmasında Türklere "etnik köken nedeniyle" verilmiş olan haklar, Rumlara göre, 1960 Anayasasını çalışamaz hale getirmişti. O halde yeni bir uzlaşmada Türklere "etnik kökenleri nedeniyle" benzer koruyucu haklar verilemez. Netice? Netice TEK DEVLET, TEK HALK, TEK EGEMENLİK VE RUM CUMHURİYETİNDE YAŞAYAN KIBRISLILAR!

Buna bir de "Türkiye'nin henüz üye olmadığı bir AB içinde ETNİK KÖKEN AYIRIMI YAPMAYAN KURALLAR ALTINDA BİREYLER OLARAK SEYREDECEĞİMİZİ KATMAK GEREKMEKTEDİR. AB üyeliğini Yunanistan'la Enosis addeden mentalite karşısında "Kıbrıslılar" olarak Türklüğümüzle, ortaklığımızla ilgili hangi hakkı koruyabileceğimizi hesaplamak gerekmektedir. Ancak ne gaile? Etnik kökene dayalı ortaklık zaten kabul edilmemiştir ki! Tek HALK, tek EGEMENLİK, tek DEVLET ve barış ! Ne güzel ! Ya Türkiye'nin hakları? AB üyesi Kıbrıs'ta öyle şey mi olur? İşte geldiğimiz nokta budur.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rauf R. DENKTAŞ yazıları