Birleştirmeden Yana Olmak

Yayın Tarihi: 12/08/08 00:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Cumhurbaşkanımız Sayın Talat Moskova'da yayınlanan GAZETA adında bir yayın organına Kıbrıs'la ilgili verdiği demeçte "Denktaş adanın birleştirilmesi için hiç bir şey yapmadı çünkü adanın birleştirilmesini istemiyordu, ben ise adanın birleştirilmesinden yanayım" demiş. Bir bakıma doğru söylemiş çünkü ben TEK HALK, TEK DEVLET, TEK EGEMENLİK, TEK VATANDAŞLIK gibi konularda dikkatli davrandım halkımızın "eşit egemen bir taraf olarak kurucu ortaklardan biri olacağı" konusunda taviz vermedim, "birleşeceksek, iki tarafın kendi egemenliklerinden müşterek devlete verilecek egemenlik haklarından arda kalan egemenlikleri kurucu devletler kullanacak" prensibini karşı tarafa kabul ettirdim. Mal mülk konusunda KKTC'nin tapularına sahip çıktım ve Fikirler Dizisine bu konunun global bir şekilde karşılıklı takas ve tazminatlarla halledileceği ilkesini koydurdum.

KKTC topraklarına yerleşecek ve buradan mal alacak yabancıların KKTC yasalarınca tayin edilecek bir kotaya göre olacağını da kabul ettirdim. Garantilere dokundurmadım. Garantilere dokunulmaması için Kıbrıs'ın AB'ye girişini "uzlaşmadan sonra ele alınacak bir konu" şeklinde Fikirler Dizisine koydurttum. Bütün bunları altüst eden ve Türk-Yunan dengesini ortadan kaldıran Annan Planına bu nedenlerle karşı çıktım. Rum tarafının bu plana evet diyebileceğine hiçbir zaman inanmadım. ABD ile diğerlerinin sözlerine kanmadım. Yabancıların sözlerine kanarak milli bir davada yanlış adım atmadım. KKTC bunun bir sonucudur. Kıymetini bilen bilir.

Bütün bunlar "birleşmekten yana olmamak" anlamına gelemez çünkü bugün bile "birleşmek-bütünleşmek" formülü olarak kullanılan bayatlamış "iki kesimli, iki toplumlu federasyon" formülünü "birleşmekten yana olduklarını söyleyenler" kullanmaktadırlar.

Demek ki bu formülü Rumlara, hem de Makarios'a ve Kipriyanu'ya kabul ettirdiğim günlerde birleşmeden yanaymışım, sadece bütünleşmekten yana değildim çünkü iki eşit egemen tarafın varlığı bahis konusuydu. İki eşit tarafın eşit şartlarda birleşmesi başkadır, bütünleşmek TEK HALK, TEK HERŞEY haline gelmesi başkadır. Halen Rum tarafında Rolandis ve diğerleri "masaya konan her şeyi yıllarca biz reddettik" şeklinde itiraflar yayınlanmaktadır. Ben BÜTÜNLEŞMEDEN YANA OLMADIĞIM İÇİN YANİ KIBRIS TÜRK HALKININ EGEMEN VARLIĞINDA ISRAR ETTİĞİM VE RUM TARAFINI MEŞRU HÜKÜMET OLARAK TANIMADIĞIM içindir ki "Mr. No" unvanını kazanmış oldum.

Bugün, Sn. Hristofyas masadan kalkmasın diye verilen TEK'leri vermiş olsaydım Kıbrıs meselesi çoktan halledilmiş olurdu. Benim de sırtım birkaç ay sıvazlanır, ondan sonra halkımın yüzüne bakamaz hale gelirdim. 20 yıl bekledikten ve Rum tarafının Kıbrıs'ı sırtlayıp götürmekten başka bir niyeti olmadığını Türkiye ile birlikte tespit ettikten sonra, bozulan iç ve dış dengeleri gündemde tutmak için ilân ettiğimiz KKTC, bu güne kadar hür yaşayışımızın nedeni ve Rum'la "BÜTÜNLEŞEREK Osmosis yolu ile yok edilişimizin" önünde en aşılmaz engel olmuştur. Mr. No olmayım diye bunlardan vazgeçemezdim. Sn. Talat da Mr. No olmaktan yılmasın. Mr. No addedilecek diye masadan kalkmaktan korkmasın.

Beklentim Sn. Talat'ın GAZETA'ya verdiği mülâkatta beni müdafaa etmesi değildi ancak yukarıda da bahsettiğim Rum yazarların yazılarından da alıntılar yaparak Rum tarafının uzlaşmazlığını sergilemesi ve halen %65 Rum'un Türklerle bir arada yaşamak istemediklerini vurgulaması ve KKTC'ye sahip çıkmasıydı. Onun yerinde olsaydım ben bunu yapardım. Bunca yıl görüşmelerden sorumlu Denktaş'ı suçlayacağım diye bunca yılın uzlaşmaz Rum tarafını haklı çıkarmazdım. 50 yıldır verilen şanlı bir direnişe sahip çıkar "kırk yıl yapılan yanlışlardan" bahsedenler gibi kendi tarafımı "uzlaşmaz taraf" olarak teşhirden kaçınırdım.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rauf R. DENKTAŞ yazıları