Yeniden Referandum!

Yayın Tarihi: 09/09/08 00:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Referandum, "halka sormak" anlamına gelen demokratik bir haktır. Hükümetler, belirli konularda halkın ne düşündüğünü öğrenmek için bu metodu kullanırlar. Referandumlarda halka sorulacak soru basittir, tektir, sokaktaki vatandaşın anlayabileceği türdendir. 1950'de Papazlar, Rum halkını Kiliseye davet ederek önlerine bir defter koydular. Soru "Enosis ister misiniz?" sorusuydu. Başka ülkelerde veya eyaletlerde "sigara yasağı uygulansın mı?" veya "şu veya bu vergi azaltılsın mı?" veya "eyaletin hudutlarına şu veya bu yer eklensin mi?" gibi halkın tereddütsüz anlayacağı sorular sorulur.

2004'de bize sorulan soruya bir bakalım: Kıbrıs'ın Avrupa Birliği'ne birleşik olarak gireceği yeni düzeni hayata geçirecek Kuruluş Anlaşması ve Tüm Eklerini; Kıbrıs Türk Devleti'nin Anayasasını ve yürürlükte olacak yasalara ilişkin hükümleri onaylıyor musunuz?

Bu soruya EVET cevabını vermiş olanlara soralım: Yukarıdaki bu soruya EVET derken KURULUŞ ANLAŞMASINI VE TÜM EKLERİNİ Okumuş muydunuz? Kıbrıs Türk Devleti adı verilen kuruluşun DEVLET değil, Rum çoğunluk idaresinde karma bir vilâyet olacağının farkında mıydınız? Bu sözde Devletin (vilâyetin) Anayasası dedikleri belgenin ne olduğunu biliyor muydunuz? "Yürürlükte olacak yasalara ilişkin hükümler" de ne demek diye soranınız oldu mu ? Bunun cevabını bilen var mı? Kimsenin bir bütün olarak okuyup değerlendirmediği bu 9000 (dokuz bin) sayfalık Planın son tamamlanmış mühürlü resmi son şekli bana, Cumhurbaşkanı olarak, Referandumdan bir gün önce öğleden sonra saat beş sularında getirilmişti.

Eminim ki ciddi ve gerçekçi kişilerin tümü bu soruların tümüne HAYIR cevabını verecektir. Oy kullanıp EVET dedikleri şey "Uzlaşma, AB'ye üyelik" hayali olmuştur.

Bir İngiliz Hukukçu "Referandumlarda halka böyle iç içe girmiş karmaşık sorular sorulamaz. Bu referandum hukuken geçersizdir" diyebilmiştir ancak atı alan Üsküdar'ı geçmiş oldu, bize de aldatılmışlığın acı sonuçları kaldı. Rum tarafı ABD yetkililerini, İngilizleri, AB üyelerini bu plana olumlu oy verecekleri yönünde iyice aldatmışlardı; mesele, Türk tarafını evet dedirtmeye kalmıştı. Planın müzakere edilmesi gereği üzerinde duran Denktaş'tan ve kafadarlarından kurtulmakla Kıbrıs'ın AB üyeliği meşrulaşacak, Türkiye'nin önünden Kıbrıs engeli güya kalkacaktı. Yeter ki Türk tarafı bu plana evet demiş olsun. 30 milyon ABD doları "evet öncülerini" harekete geçirdi. %65 ile Evet oyumuzu ABD derhal yorumladı. Egemenlik, ayrı devlet (ve dolayısı ile Garantiler) ortadan kalkıyor ve "Kıbrıs, Rum çoğunluk idaresinde bütünleşerek (Simitis'in dediği gibi) Türkiyesiz bir AB bünyesinde Enosis'in tahakkuku da meşrulaşmış oluyordu.

Bugün başlatılmış olan görüşmeler sürecinin hedefi budur ve maalesef tutulan yol bizi Türkiye'nin henüz üye olmadığı bir AB bünyesinde bireyler olarak yok olma noktasına götürecektir EĞER YENİ BİR REFERANDUMDA AKLIMIZI BAŞIMIZA ALMAZSAK! Annan Planının paralı-parasız öncüleri ve "barış şampiyonları" halen faaliyete geçmiş bulunmaktadırlar. Bunların bir kez aldattığı insanlarımız yeniden bu paralı-parasız barış öncülerine inanacaklar mı? Göreceğiz. Anayasa Mahkememiz yeniden "KKTC'ni ortadan kaldıran bir anlaşmanın kabulü için yapılacak bir Referandum yasaldır" diyecek mi? Bunu da göreceğiz!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rauf R. DENKTAŞ yazıları