2009 Yılına Girerken (1)

Yayın Tarihi: 05/01/09 00:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

2009 Yılına Girerken (1)

Temennimiz 2009 yılının geride bıraktığımız 2008 yılını aratmamasıdır. Temennimiz Filistin'den başlamak üzere kan akan, terörle sarsılan, açlıkla kıvranan ülkelerin barışa, insanca yaşam şartlarına bir an önce kavuşmalarıdır. Temennimiz "Dünya liderliğine soyunmuş ülkelerin" insanlığa ve barışa hizmet için kurulduğu söylenen Birleşmiş Milletleri kendi çıkarları için bir araç olmaktan vazgeçmeleri ve ihtilâflı olan ülkelerde taraflara eşit muamele yapmanın önkoşul olduğunu kabul ederek Filistin'de ve Kıbrıs'ta yaptıkları gibi taraf tutarak barışa engel olmamalarıdır. Temennimiz canımızdan çok sevdiğimiz Anavatanımızda kökten dinciliği teşvik ve tahrikten vazgeçmeleri ve demokratik, laik Türkiye'nin temelini teşkil eden Atatürk ilkelerini ortadan kaldırmak için devam eden sinsi ve açık girişimlerin son bulmasıdır.

Temennimiz Ermeni soykırımı, Kürt davası gibi safsatalarla Türkiye'yi Sevr çizgisine getirmek için devam eden ve bazı AB üyelerince de desteklenmekte olduğu görülen şantaja da son verilmesidir.

Bu arada, 2008 sonuna kadar halledilir sözleri ile avutulduğumuz 45 yıllık Kıbrıs meselesi 2009'a havale edilmiştir. Rum liderliğinden gelen son ses: bugüne kadar Türk tarafının masaya koymuş olduklarının tümünü kabul etmiyoruz noktasında düğümlenmiştir. Bugüne kadar Türk tarafının masaya ne koyduğunu bilen yok fakat görüşmelerin başlamış olduğu çizginin kalıcı ve gerçekçi bir hal çaresi için yeterli olmadığını bilenler çoktur. Görüşmelerin başlamış olduğu çizgi KKTC'nin ve egemenliğimizin altındadır. Kısacası, iki toplumlu, iki kesimli federasyon formülü KKTC'ni ve ayı egemenliğimizi içermemektir. Başlatılan görüşmeler iç içe bir birleşim ve 1960'ın öngördüğü gibi Türklere özel haklar verilmiş karmaşık bir idare öngörmektedir ki Rum tarafı bu anlaşmayı da birkaç yıl içinde "işlemez, adil değildir" diye yıkabilecektir. Buna rağmen Rum tarafı iki halk olamaz diyebilmekte ve "iki toplumdan oluşan tek halk" üzerinde durmaktadır; ayrı devlet, ayrı egemenlik kabul edilmiyor ve AB üyesi Kıbrıs'ın 1960'daki gibi Garantilere ihtiyacı olmadığını savunuyor. Türk tarafı fiili ve etkin Garantilerden vazgeçilmez diyor. Evet! 2009'da Kıbrıs'ta uzlaşma mı göreceğiz, yoksa hava fişekleri atarak adına barış ve uzlaşma denilecek teslimiyete mi gideceğiz?

Konuyu irdelemeğe devam edeceğiz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rauf R. DENKTAŞ yazıları