2009 Yılına Girerken (2)

Yayın Tarihi: 06/01/09 00:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

2009 Yılına Girerken (2)

KKTC'de iktidar partisi 2009'da seçim işareti verdi. Diğer partiler de bu konuda heyecanlı. Yeni küçük partilerle halk kime niçin oy vereceğini bilmez hale getirilmiş. İktidardaki büyük parti, Annan Planı zamanında yaptığı gibi "barış, derhal uzlaşma" reçetesinin doktoru biziz demeğe başladı. İktidardaki küçük partinin "ayrı devlet, egemenlik, iki halk" söylemleri koalisyonun programına uymuyor. Koalisyon programı tek halka dayalı iki toplumlu federasyon diyor. Bu koalisyona dayanarak görüşmeleri yürütmekte olan Sn. Cumhurbaşkanının masada ne konuştuğunu bilen yok. Rum tarafı tek halk, tek devlet, tek egemenlik diyor ve kurumların bile birleşmesinden bahsediyor. Garantilere gerek yok diyor. Bu dağınıklık içinde Sn. Talat "Türkiye ile işbirliği içinde hareket ettiğini" sık sık açıklarken, Ankara'dan da Sn. Talat'ın takip ettiği yolu destekleyen sesler geliyor. O halde Ankara'nın ne istediğine bakmamız gerekmektedir. Müşterek milli dava el birliği ile yürütüldüğüne ve halkımızın da görüşmelerde ne oluyor sorusuna vereceği sağlıklı bir cevabı olmadığına göre Ankara'ya bakmaktan başka çaremiz yoktur.

1 Ocak, 2009 tarihli basında TC Milli Güvenlik Kurulu'nun Kıbrıs'la ilgili kararı yayınlandı. Buna göre KIBRIS'TA EŞİT STATÜDE İKİ KURUCU DEVLETİN VE TÜRKİYE'NİN ETKİN VE FİİLİ GARANTİSİNİN YER ALACAĞI BİR ÇÖZÜM desteklenmektedir. Kararda Sn. Talat'ın yürüttüğü müzakerelerin desteklendiği de vurgulandığına göre Sn. Talat'ın da "eşit statüde iki kurucu devletten ve fiili ve etkin garantilerin devamından yana tavır koymuş olduğu sonucuna varabiliriz. O halde bizim "kurucu devlet" Rum tarafının "kurucu eyalet" dediği kuruluşa bakmamız gerekmektedir.

"Kurucu devlet" deyimi Annan Planından kalma aldatmaca bir deyimdir ve Annan Planındaki gerçek anlamı "kurucu eyalettir". Türkiye, milli programından egemenliğimizi düştüğüne göre "kurucu devlet"ten muradı nedir bilemeyiz. Sn. Talat ayrı egemenlik, ayrı devlet, konfederasyon istemediğini sık sık vurguladığına göre Türkiye'nin de desteklediği "eşit statüde iki kurucu devlet" her halde KKTC'ni içeren, egemenliği olan bir devlet değildir. O halde iki devletten bahsetmekle Annan Planı zamanındaki durumdayız demektir. Hristofyas bize bu gerçeği söyletmeğe çalışıyor ve "eyaletten bahsediniz, devlet demeyiniz" demeğe getiriyor. Bize göre "kurucu devletlerin eşit statüsü" bu kurucu devletler EGEMEN DEVLET iseler önemlidir. Yoksa Rum çoğunluğuna tabi bir sistemde egemenliği olmayan bir formülde kâğıt üzerinde kalmaya mahkûm olan bu eşitliğin hiçbir önemi yoktur. Rum istediği an "bunlar AB normlarına uygun değildir; işlerliği bozmaktadır" diyerek istediğini yine yapabilecektir. Buna verilecek cevap "Garantiler devam ediyor, bir şey yapamaz" ise, 1960 Antlaşmasını Garantilere rağmen bozduğunu unutmayalım ve gelecek yazımızda Garantiler konusuna bakalım.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rauf R. DENKTAŞ yazıları