Sakat temeller

Yayın Tarihi: 11/02/09 00:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

Rum tarafı ile birlikte görüşmelerde varılacak sonucun BM parametrelerine uygun olmasını istemekteyiz TC ile birlikte. "BM parametrelerinden" kim ne anlıyor pek belli değildir. Rum liderleri "BM parametreleri" sözünden kendilerini meşru hükümet yapan ve KTFD ile KKTC'yi kabul etmeyen Güvenlik Kurulu kararlarını anlamaktadır. Biz ise galiba sadece "Genel Sekreterin iyi niyet görevinin devamı" için bunlara sarılmış bulunuyoruz. Türk tarafı olarak BM kararlarının %85'ini ret ettiğimizi unutuyoruz. Lord Hanney'nin bile bunların çoğu ölmüştür mesajını verdiğini de hatırlamıyoruz. Herhalde bu konuda neyi anladığımızı ve ne demek istediğimizi tavzih etmemiz gerekmektedir.

TC olarak da "İki liderin bu güne kadar vardıkları uzlaşı" her ne ise, bunları da kabul etmiş oluyoruz hem de bu uzlaşının "ayrı egemenlik, ayrı devlet" içermediğini KKTC'yi ret ettiğini bildiğimiz halde.

"Gerçek anlamda iki tarafın siyasi eşitliğinden yana olduğumuzu" da açıklamaktayız. "Gerçek anlamda" ne demektir, nasıl bir eşitlikten bahsediyoruz, söylemiyoruz. Bağlı olduğumuzu söylediğimiz "BM parametreleri" siyasi eşitliğimizin sayısal olmayacağını kayda geçirmiştir. Yani, 1960'daki gibi tedbirlerle bize bazı haklar verilecek ve birkaç ay içinde Rumlar "azınlık anayasayı işletmiyor" diye mırıldanmaya başlayacak ve bunlardan kurtulmak için yeni oyunlar hazırlayacak. Bu haklar AB normlarına uymuyor diye yasal bir mücadele başlatacak. tedirginlik yeniden başlayacak, zaman içinde kavgaya, toplu mezarlara dönüşebilecek?

TC ile birlikte "İki kurucu devletin eşit statüsü" diyoruz. Halâ "kurucu devlet" deyiminin gerçekten devlet öngörmediğini bir vilâyeti öngördüğünü anlamak istemiyoruz ve "dünyanın neresinde vilâyetler-eyaletler "kurucu" olmuştur diye sormuyoruz; "kurucu devletler" olacaksa Türk tarafının kurucu devleti var olan KKTC'dir diyemiyoruz. Kimden niçin korkuyor veya çekiniyoruz söyleyen yok.

Ve "iki kesimli yeni bir ortaklık" istediğimizi vurguluyoruz. Böylelikle KKTC'den vazgeçebileceğimizin mesajını (Annan Planını kabul etmekle verdiğimiz gibi) yeniden vurguluyoruz.

Bu tavizleri Hristofyas'ı memnun edip uzlaşma çizgisine getirmek için yapıyorsak, boşuna gayret etmiş oluyoruz. Hristofyas "yetmedi, biraz daha" diyor ve Başpiskopos ile EOKA canilerine bizi getirmiş olduğu TEK DEVLET; TEK EGEMENLİK çizgisinde işlerin nereye varacağını izah edip bu Türk düşmanlarına bayram yaptırıyor. Halâ tehlikeli yolda olduğumuzu anlamayacak mıyız?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rauf R. DENKTAŞ yazıları