Birinci tur ve sonrası

Yayın Tarihi: 14/08/09 00:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Gazete haberlerine bakılırsa Talat-Hristofyas görüşmelerinin birinci turu 6 Ağustos'a kadar tamamlanacak ve ikinci tura geçilecek. İkinci turda anlaşamadıkları konuları ele alacaklarmış. Hangi konularda anlaştıklarını bilmediğimiz için ikinci turda ne olacağını tahmin etmek de mümkün değil.

Konu Hristofyas 1960'da kurulmuş olan devletin bir ortaklık devleti olduğunu ve sistemin de fonksiyonel federatif bir sistem olduğunu kabul edecek mi, yoksa "uniter Devletin anayasasını değiştirerek iki bölgeli federal bir şekil verilecektir" görüşünde ısrar edecek mi? Daha doğrusu, Sayın Cumhurbaşkanı Talat'ın Hristofyas'a "hizaya gel; 1963'den bu yana" uygulamadığınız 1960 anayasasını masaya koyamazsın" diyecek mi?

Hristofyas, "Kıbrıs Cumhuriyeti devam ediyor ve meşru hükümeti biziz; mesele 1974'de başladı; işgal konusudur. Rum göçmenlerin eski yerlerine dönüş hakkının tanınıp uygulanmasıdır; işgale son verilmesi, garanti anlaşmasının geçersizliğinin kabul edilmesidir" hikayelerinden ve hayallerinden vazgeçmediği takdirde, Sayın Talat'ın görüşmeler sene sonuna kadar halledilip referanduma gidilecekti sözlerini ciddiye almak mümkün değildir!

Esasta, Türk tarafı, Rum liderliğinin, yani Milli Konseyin, felsefesini ve görüşünü kabul etmedikçe bize güven veren, kalıcı, "kapsamlı çözüm"de hayalden ibaret kalır!

Annan Planına evet demiş olan kardeşlerimizin çoğu aldatıldıklarını anlamışlardır. Egemenliğe dayanmayan eşitlikle diğer haklarını hiçbir kıymeti olamayacağını 45 yıllık tecrübe herkese göstermiştir. İki devlete ve egemenliğe dayalı bir işbirliği yeni uzlaşmanın temelini teşkil etmediği takdirde 1963-74 olayları başka şekillerde tekrarlanabilir. "AB üyeliği buna müsaade etmez" diyenler "Tek halk, tek devlet, tek egemenlik" prensiplerine dayalı bir uzlaşmadan sonra, AB yasalarının aleyhimize nasıl kullanılacağını görünce şaşırsalar, ağlasalar da, "atı alan üsküdarı çoktan geçmiş olacaktır". Yunanistan'ın eski Başbakanı Simitis'in AB üyeliğini "Enosis tahakkuk etmiştir" diyerek kutladığını unutmayalım. Şimdi bizden istenen Kıbrıs'ın tümüyle AB üyesi olmasına engel olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden ve garantilerle askerden vazgeçilmesini imzamızla onaylamak, yani sadece kendi halkımıza değil, Türkiye'nin Kıbrıs üzerindeki haklarına da ihanette bulunmamızdır.

20 Temmuz'da Türkiye'den gelen heyetler "Kıbrıs meselesinin kapsamlı çözümü Kıbrıs'ın gerçeklerini kabulden geçer" mesajını vermişler ve bu "gerçekleri" de "iki eşit egemen halk, iki demokrasi, iki devlet ve Türkiye'nin garantörlükten kaynaklanan haklarının devamı" olarak tanımlamışlardır. Bu mesajlar içimize su serpmiştir. Halkımızın %75-80'i bu tanımlamayı yürekten paylaşmaktadır çünkü devletsiz, egemenlikten yoksun bir anlaşmanın az ömürlü olacağını herkes görmeğe başlamıştır. Allah'tan duamız bizi devletsiz, bayraksız, Türkiye'siz bırakmaması ve Şehitlerimizin Türk topraklarında rahat uyumaları, gençlerimizin bizim 60 yıldır çektiklerimizi çekmemesidir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rauf R. DENKTAŞ yazıları