1 Mayıs ve demokrasi

Yayın Tarihi: 03/05/10 16:05
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

Her yıl olduğu gibi, bu yıl da I Mayıs İşçi-Emekliler Bayramı KKTC'de coşku ile kutlandı. Kutlamalara bazı Parti liderleri de katıldı. DP, kendi kutlamasını Girne Boğazında piknik olarak yaptı.

Her yıl, bu güzel bayramın içine ekşi sıkanlar, bu yıl işi iyice abarttılar. Demokrasi var, söz hakkı var. Ne güzel? Tepe tepe kullandılar. Ne mi yaptılar? Rumlarla bir olup "İşgale Son" paftası taşıyabildiler ve 1 Mayıs kutlamalarını, canlarını, mallarını, ırzlarını, demokrasilerini, söz haklarını, insanca yaşama haklarını, hürriyetlerini, devletlerini koruyan Türk askerine ve Anavatana dil uzatmakla kirlettiler.

Seçimlerde yüzde birin üstünde oy aldıklarında bayram yapan bu nankörlerden bu tür murdarlık (pislik) görmek beklenmiyordu diyemeyiz ancak, pisliğin arkasında yürüyen diğer beylere, parti liderlerine ne demeli?

Bunlar, 1 Mayıs kutlamasının nasıl istismar edileceğini gördükleri halde, bu kendini bilmez, nankörlere "siz bizimle yürüyemezsiniz" diyemezler miydi? Bunlarla aralarına bir mesafe koyarak 1 Mayısı kutlamak için gelenlerin bu nankörlerle ilişkileri olmadığı gösterilemez miydi?

Bu manzarayı seyreden bir malul gazi bana "ne günlere kaldık" diye dert yandı. "İyi ki hükümeti de, Cumhurbaşkanını da değiştik, yoksa bunlar bu kendini bilmezlerden de oy almaktaydılar" dedi. Tesellisi, UBP ile DP'nin ve diğer "Devlete-Anavatana bağlı kuruluşların" bu nankörlerin katıldıkları yürüyüşe katılmamış olmaları. Ve soruyor: "efendim, demokrasi var, söz hürriyeti var, anladım da, Türkiye'nin beslediği bir bütçeden maaş alanlar da var bu nankörler arasında; bunlara "işgal altında yaşaman ve işgalciden maaş alman senin insanlığına yakışmaz; maaşı kesiyoruz da denemez mi?" sorusunu sordu. Araya başkaları girdi. Cevap vermekten kurtuldum.

Cevap verecek olsaydım, herhalde şunları söylerdim: Her milletin içinde çürük, yozlaşmış insanlar da çıkar. Esas olan çoğunluğun sağlam olmasıdır; milli davasına, hürriyetine, egemenliğine ve bunların kutsal simgesi olan devletine sahip çıkmasıdır. Kıbrıs Türkleri Anavatana bağlılıklarını, Anavatanın kendilerini yok edilmekten kurtarmak ve yaşatmak için yaptıklarını çok iyi bilmektedir. Bunu bilmeyen üç beş nankörün yaptıkları senin moralini bozmamalıdır. İnşallah, bu çirkinliğin arkasında yürümek zorunda kalmış olan devlet adamları, parti liderleri bu nankörleri ve nankörlüğü teşhir edenleri kınadıklarını duyururlar. Bekleyelim bakalım kim ne diyecek! Bunlardan bir ses çıkmazsa, ben de senin üzüntüne o zaman katılacağım.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rauf R. DENKTAŞ yazıları