Colorado Eyalet Üniversitesi, Dünya'daki en temiz havayı tespit etti

İklim değişikliği, dünyada kirliliğin bulunmadığı herhangi bir bölge bırakmadı.

Colorado State University’de Atmosfer Bilimleri Bölümü’nden Prof. Dr. Sonia M. Kreidenweis ve araştırma ekibi, Güney Okyanusu üzerindeki havanın insan faaliyetleri tarafından üretilen veya uzak kara parçalarından aktarılan etkilerden ve parçacıklardan (aerosoller) korunmuş olabileceği sonucuna vardılar.

ABD’deki interdisipliner hakemli bir dergi olan Proceedings of the National Academy of Sciences’de dün yayınladıkları makalede araştırmacılar, gemide bulundukları esnada gemiden yakaladıkları havada mevcut olan mikrobiyal kompozisyonu inceleyerek, Güney Okyanusu üzerindeki havanını safiyetini tahlil ettiler.

Yapılan araştırma, incelenen bölgenin aerosellerle ilgili mikroorganizmalardan etkilenmediğini, buna göre bölgenin dünyada beşeri faaliyetlerinden minimum düzeyde etkilenen tek bölge olduğunu ortaya koydu.

Araştırma ekibi, DNA sıralama teknolojisi, kaynak izleme ve rüzgar yollarını kullanarak, o bölgede bulunan mikropların kökenlerini belirledi ve hangi okyanustan geldiklerini tespit etti. Yapılan araştırma, arazi kullanım değişikliklerinden kaynaklanan kirlilik veya toprak emisyonları gibi uzak yer kütlelerinden gelen insani faaliyetlere bağlı aerosollerin güneydeki Antarktik havaya ulaşmadığını gösterdi.

Bu sonuçlar, mikropların çoğunun karşı kıtalardan geldiğini ileri süren subtropikal ve kuzey yarımküre bölgeleri hakkındaki diğer tüm araştırmalarla çelişiyor. Bununla birlikte, araştırmada kullanılan tanı aracı, bunun kanıtlanması açısından önemliydi.

Araştırma ekibinde yer alan Thomas Hill, yayınladıkları makaleyle aynı zamanda Colorado State University’nin sitesinde yer alan raporda, “Güney Okyanusu’nun üzerindeki hava o kadar temizdi ki, üzerinde çalışılabilecek çok az sayıda mikrobiyal DNA bulunuyordu” ifadelerine yer verdi.

Hill ayrıca, “Araştırma gezisi sırasında toplanan örnekleri değerli bulgular olarak olağanüstü bir dikkatle ele aldık. Laboratuvardaki bakteriyel DNA’da kirlenmeyi ve tepkimeyi önlemek ve daha sağlıklı sonuçlar elde etmek için en temiz tekniği kullandık.” dedi.