Kıbrıs Postası’na konuşan ‘üreten’ gençler: “Tanınmamışlık dezavantajını, avantaja çevirebiliriz”

Ekmeklerini üreterek kazanan Kıbrıslı Türk gençler; Nuriye Tel ve Enver Timur Gürzap, Kuzey Kıbrıs’ta ‘tanınmamışlığın’ getirdiği birçok dezavantajın bulunduğunu fakat bu durumun avantaja dönüştürülebileceğini düşünüyor… Enver, tanınmamışlık nedeniyle ülkede boş bir pazar bulunduğunu belirterek, “Bu, bize yapılacak milyon tane iş olduğunu gösteren bir ipucu” derken, Nuriye ise, tanınmamışlık nedeniyle işi için gerekli maddeleri getirtmesinin pahalı olduğunu, bu sayede geri dönüşüm yolunu kullanarak gerekli nesneleri kendisinin ürettiğini ifade etti.

NURİYE TEL: “GÖÇ ETMEK EN KOLAY YOL… KIBRIS’IN BİZE İHTİYACI VAR”

Nuriye Tel, 28 yaşında. İç mimarlık bölümünden mezun oldu ve son 3 yıldır, geri dönüşümle elde ettiği materyallerle, kişiye özel tasarımlar üretiyor. Heykel, tablo, duvar dekorları, lavabo, yapay yosunlar derken; bir ev için, hayal gücünün ulaştığı her şeyi, atölyelerin çöplüklerinden toplayıp, kendi özel karışımlarıyla elde ettiği materyallerle üretebiliyor.

“İNANDIM VE ARKASI GELDİ”

Kişiye özel üretimler yapan Nuriye, üretim macerasının nasıl başladığını şöyle aktarıyor:

“Masa başı bir işte çalışıyordum ve bunun ufkumu daralttığını fark ettim. 5 kuruşum yoktu ama yapabileceğime inanıyordum. 3 yıl önce burayı açtım… Açtığımda, burası bir şeye benzemiyordu, ben de bir hiçtim ama inandım ve arkası geldi.”

“ÇOCUKKEN MASA BAŞI İŞLER AİLELER TARAFINDAN EMPOZE EDİLİYOR”

Geri dönüşüm mantığıyla bu işe başladığını çünkü KKTC’ye malzeme ithalinin pahalı ve zor olduğunu söyleyen Nuriye, geri dönüşüm için uzun süreli bir çalışma ve araştırma yaptı, ithal etmek yerine, kendi malzemelerini üretti, ürettikleriyle üretti…

Kuzey Kıbrıs’taki ailelerin, çocuklarını devlet işlerine, masa başı işlere yönelttiğini, insanların küçük yaştan buna empoze edildiğini söyleyen Nuriye, şöyle devam ediyor:

“Üretmek için gerekli destek de çok yok. Üretim geri plana atılıyor. Yaratıcılığı olan insanlar bunu keşfedemez duruma geliyor. Çünkü devlet işinde rahata ulaşacağını düşünüyor… Masa başı işlerde ben de çalıştım, orada ufkumun genişlemediğini, kısıtlandığımı hissetim. Bu yüzden kendi işimi yapmaya karar verdim. Bir risk almak istedim. Bir süre hiç para kazanamadım. Yaşadıklarım bana engel olmadı, yoluma devam ettim. İnanmak, herşeyin başında gelir…”

“GÖÇ ETMEK EN KOLAY YOL. KIBRIS’IN BİZE İHTİYACI VAR”

Ülkeyi terk etmeyip, burada kalmak için savaşmak gerektiğini söyleyen Nuriye, “Kıbrıs’ta bir şey olmaz söylemi yanlış. Burada bir şeyler denemedikten sonra bunu söylemek yanlış” diyor ve ekliyor: “Göç etmek en kolay yol. Kıbrıs’ın bize ihtiyacı var”

“PARAM YOK BEN YAPAMAM DİYEREK HİÇBİR ŞEY BAŞARAMAZSIN...”

Nuriye’nin son tavsiyesi ise şöyle oluyor:

“Atölye hayallerim olduğu zaman 5 kuruşum yoktu. Sadece inandım. Çöplükleri gezdim, topladım, bunu para ile yapmadım. Ben ilk işe başladığımda hiçtim, ama bir anda arkası gelmeye başladı. Paramyok ben yapamam diyerek hiçbir şey başaramazsın...”

ENVER GÜRZAP: “BAŞARISIZ OLMAYI, GÖZÜMÜZDE BİRAZ FAZLA BÜYÜTÜYORUZ”

29 yaşındaki Enver Timur Gürzap, Girne doğumlu. Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde Psikoloji okuyan Gürzap, AB burs programıyla da Hollanda’ya gidip Ekonomik Psikoloji eğitimi gördü.

“ÜLKEDEKİ VERGİ SİSTEMİ BOZUK”

2019 yılında Kıbrıs’a dönen Gürzap, önce organizatör olarak kendi işini kurdu. Vergi sistemlerindeki zorluktan dolayı söz konusu işi çok fazla sürdüremediğini belirten Gürzap, satılan biletlerin yüzde 60’a kadarının vergiye gittiğini söyledi. Ülkemizde bu alanda bozuk bir düzel olduğunu söyleyen Gürzap, sanatçıların Kıbrıs adını duyunca iki katı fiyat verdiğine de dikkat çekti.

“NAPACAYIK BE?”

Daha sonra farklı alanlarda aktif olmaya başladığını dile getiren Gürzap, “Napacayık be?” isimli internet sitesini kurduğunu söyledi. “Napacayık Be?” isimli internet sitesinin mobil uygulamasının da hazırlandığını kaydeden Gürzap, adada olan bütün etkinliklerin tek bir noktada buluşmasını amaçladığını söyledi. Bunun önemli bir ihtiyaç olduğunu kaydeden Gürzap, “Kıbrıs’ta hiçbir şey yokmuş gibi gelir ama vardır. Baktığınızda adada ciddi bir iletişim sorunu var. Özellikle etkinlikler için. Herhangi bir etkinlik yapıldığında bu yeteri kadar duyurulamıyor. İnsanlar genellikle ne yapacağını da bilemiyor” dedi.

“DEVLETİN SANA DESTEKTEN FAZLA KÖSTEK OLDUĞU ALANLAR VAR”

Hollanda’ya ilk gittiğinde orada kalmayı çok düşündüğünü ifade eden Gürzap, bir taraftan da oradaki sistematik hayatın Kıbrıs’ta neler yapabileceği konusunda fikir verdiğini belirtti. “İş kurarken ya da iş yapmaya çalışırken devletin sana destekten fazla köstek olduğu alanlar var. Her aşamada bir zorluk var. Bir taraftan da baktığınızda dünya üzerindeki her ülkenin, her pazarının bir zorluğu vardır. Benim düşünceme göre Kıbrıs’ta bir işi kurup sürdürebilmek, Türkiye’de bir işi kurup sürdürebilmekten veya Hollanda’da bir işi kurup sürdürebilmekten daha zor değil hatta bazı açılardan daha kolaydır” dedi.            

“DEZAVANTAJI, AVANTAJA DÖNÜŞTÜREBİLİRİZ”

Kıbrıs’ta çoğu zaman dile getirilen ‘Burada hiçbir şey yok’ cümlesinin olduğuna dikkat çeken Gürzap, bunun dezavantaj olarak algılandığını ama avantaj olduğunu söyledi. “Bu bize yapılacak milyon tane işin olduğunu gösteren ipucudur” diyen Gürzap, Kıbrıs’ta boş bir pazarın bulunduğunu ifade etti.

“BAŞARISIZ OLMAYI, GÖZÜMÜZDE BİRAZ FAZLA BÜYÜTÜYORUZ”

Aralık 2019’da “Napacayık Be?” isimli internet sitesini kurduklarını belirten Gürzap, birçok farklı kişiyle çalışma fırsatı yakaladığını kaydetti. “Kıbrıslılar çalışmaz dediklerinde çok kızardım. Biz insan gibi çalışmak isteriz derdim. İşe başladıktan sonra Kıbrıslı arkadaşlarımla iş yapmama konusunda çok sorunlar yaşadık” dedi. Bu durumun Kıbrıslılar üretmiyor noktasına getirilemeyeceğini ifade eden Gürzap, “Biz Küçük bir toplumda yaşıyoruz. Başarısız olmayı biraz gözümüzde fazla büyütürüz” diye ekledi.