Kahvecioğlu'ndan Yenidüzen'e "Akıncı" tepkisi: Hiç yakışmadı

Deneyimli Gazeteci Hasan Kahvecioğlu, Yenidüzen Gazetesi'nin bugünkü manşetine tepki gösterdi.

Kahvecioğlu, Özersay karşısında Akıncı'ya haksızlık yapıldığını iddia ederek, "hiç yakışmadı" dedi…

Sert ifadeler kullanan Kahvecioğlu'nun paylaşımı şöyle:

Yenidüzen, bugün "Yok da..." dedirtecek bir "habercilik" yaptı... Geleneksel anlamda "sorgulayan" tavrını terkedip "dengecilik" gösterisinde bulundu. Neymiş? "Özersay'ın Anastasiades'le gizli görüşmesi haberini "Yeni bir diplomatik gerilim" başlığı ile verdi. Yok yahu... Böyle bir manşet "habercilik"te "en iyilerinden" biri olan Yenidüzen'e hiç yakışmadı...

Çözüm karşıtı bir siyasetçinin, görüşmeleri sonlandırmak ve "AB içinde iki devlet" savı ile ortalığı karıştırmak şeklindeki TC destekli gizli girişimleri hiç mi "haber değeri" taşımıyor... Bu mesele sadece bir "gerilim"den mi ibaret? Çözüm yanlısı Yenidüzen'in tek "gailesi" bu mu? Bu meselede Akıncı ile Özersay aynı "denge" içinde mi hareket ediyor? Üstelik Yenidüzen, Özersay'ın yanıtlarına geniş yer verirken, bu yanıtlara neden olan Cumhurbaşkanlığı açıklamasına aşağılarda küçücük yer vermesi ilginç değil mi?

Anladık... Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşıyor... Akıncı'nın "haklı olmasına karşın" görünür olmaması, bir parti politikası olabilir, bunu bir parti, gazetesine yansıtabilir ama yok da Özersay'ın yaptığını "normal" kabul edip, meseleyi "gerilim" başlığı ile küçümsemek yoluna gidilsin...

"Barış gazeteciliği" iddiasını taşıyanlar, bu tür Alicengiz oyunlarını halka duyurma konusunda sıradan bir "ticari" patron gazetesi gibi davranırlarsa, çok çekeceğimiz var...

Konu; Cumhurbaşkanı'nın Rum "muhatabı" ile yapılan bir gizli görüşmedir... Bunun halktan gizlenmesidir... Haber budur... Sorgulanması gereken ise; "Bu adam ne işler karıştırıyor?" olması değil mİ? BM yetkilileri ile görüşmeler yapılırken, Cumhurbaşkanı Akıncı, Anastasiades'le görüşmeleri yeniden başlatmak için, Türkiye ile birlikte bazı koşullar ileri sürerken, henüz BM temsilcisinin temasları tamamlanmamış iken "gizli" görüşme ile Kıbrıslı Türklerin ve onların iradesinin aşağılanması kabul edilebilecek bir durum değildir.

Bu "haber"i basit bir "diplomatik gerilim" diye algılamak hiç de yakışık almadı...